31 Ekim 2009 Cumartesi
CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.24-EREL ERYÜREK/YAYINCI/DERGİCİ/BLOGGER
30 Ekim 2009 Cuma
"SEE THE PERSON, NOT THE AGE"
"see the person, not the age" sloganıyla iskoç hükümeti toplumsal gençlik histerisine savaş açarak yaşlı insanlara hoşgörüyü artırmak için bir kampanya başlatmış. şu aralar ülkenin her yerinde buruşuk kağıt üstünde yaşlılığa övgü sözlerle dolu reklam panoları göze çarpıyor. çok sevdim fikri de, düşünceyi de..
29 Ekim 2009 Perşembe
ROMANYA'NIN ÖNE ÇIKAN GÜNCEL SANATÇILARINI TANIYIN
"FALLING IN LOVE IS A RISK"
bir zebranın bir şişe meşrubatı fondipleme sesiyle açılıyor yang du'nun sitesi ve de başlıktaki sözlerle. dazed & confused'un geçen sene modanın yeni optimizmi olarak tanıttığı yang du'nun akıl almaz işlerini görmeniz lazım. moda dünyasının en iyi isimlerinin yetiştiği central saint martins çıkışlı yang du, giles deacon, gareth pugh ve victor rolf aşığı. yeni koleksiyonunu ve işlerini görmek için tıklayın. (foto: buda and pest A/W 2009)
SHEPERD FAIREY'DEN LEVİ'S İÇİN YENİ BİR KOLEKSİYON: OBEY X LEVI'S
bugünden itibaren uluslararası levi's mağazalarında ikonik sanatçı shepard fairey'in "fairey's obey clothing label'iyle birlikte ortaya çıkan koleksiyon "obey x levi's" satışa çıkıyor. önce new york'ta times square'deki flagship store'da sonra belki de bizde..
MUSIC IS LOVE DİYORUM TEKRAR..:)
28 Ekim 2009 Çarşamba
BİR SERGİ PROJESİNE VAR MISINIZ?
MARRIED TO THE MOB'UN 2009 SONBAHAR KOLEKSİYONUNA DİKKAT..
t-stirt'leri ve aksesuvarlarıyla gönülleri fetheden married to the mob daha ötesini de becerebildiğini gösteriyor. markanın yeni yüzü ise teyena taylor..
27 Ekim 2009 Salı
BİRKAÇ YENİ MÜZİK, BİRKAÇ GÜZEL HAREKET..
portland temelli thao nguyen with the get down stay down yeni albümü "know better learn faster" albümüyle 2009'un beni tavlayan isimlerinden... eels müzikten anlayan, müzik seven herkesi "fresh blood" parçasıyla tavlar, o kadar söyleyeyim... the headlocks da yeni keşfettiğim bir folk-rock grubu. iyi müzik yapıyorlar. ilk albümleri cucoo bird daha yeni çıktı piyasaya...
CADILAR BAYRAMINDA ROY LICHTENSTEIN ESERİ OLSANA!!
ZERO - ABSOLUT- SANTRAL İSTANBUL VEEEEE LITTLE DRAGON
pazartesi pazartesi beni yerimden kaldırıp bir parti ortamına sokan birinci neden "little dragon"du, itiraf ediyorum. barış bilenser (zero dergisinin başı) haftalar önce lansman partisinde olacakları bana anlatmıştı. davetiye gelene kadar emin olmamıştım ama dün gelip çattığında little dragon'u görmem ama en başta barış'ın heyecanla ve müthiş bir emekle hazırlandığı bu partide olmam gerekiyor diye düşündüm.. zencefilli (absolut) votkanın etkisi devam ettiği için kısa ve öz anlatacağım. santral istanbul müzesi (santral istanbul'un kendisi aslında) dün bana berlin'deymişim hissini ziyadesiyle yaşattı. az ama sıkı bir kalabalık vardı. eğlenmekten dans etmeyi anlayanlar çoğunluktaydı (ki bu bizim memlekette az rastlanan bir şey). zero italya'dan gelenler, başka yabancılar ve eğlenmesini bilen eş dost.. ellerine sağlık barış, harika bir iş çıkardın!! (foto: little dragon)
26 Ekim 2009 Pazartesi
İMKANSIZI İSTE, POLAROID'İ HAYATA DÖNDÜR
polaroid'in üretimi 2008'de durdu ama "the impossible project" duruma el koydu ve farklı bir isimle polaroid'i hayata döndürmeye karar verdi. daha fazla bilgi için tıkla.
ANTONY SÖYLER, BEN KAHVEMİ İÇERİM..
antony hegarty italyan kahve markası lavazza için arya söylemiş. hem de italyanca. puccini'nin "nessun dorma"sını antony'den dinlemek ve indirmek için tıklayın.
24 Ekim 2009 Cumartesi
CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.23-DENİZ ÇİFT/ GRAFİK TASARIMCI/STREET ARTIST/PROJE İNSANI
deniz çift'i 2'debir dergisinin ilk sayısını çıkardığım sıralarda, yani 2005'te tanıdım. meraklı, zeki, zevkli ve yerinde duramayan biriydi. değişmedi. bu özelliklerine müthiş projelerin insanı olma özelliği eklendi. tembellikten çalışkanlığa geçti. bomba-fonda oldu. lo&loud'u yarattı ailesiyle, mekan tasarımları yaptı, yapmaya da devam ediyor. sokak çocuğu ruhlu deniz, o kadar renkli bir insan ki burada işlerini konuştuk ama siz bizi bir de geyik yaparken görmelisiniz.. bir dahaki sefere inşallah..:))
14:24Erel
ohhh, sonunda seni yakalıdım yaa..
14:25deniz
bir yere kaçtığım yok, paso burdayım zaten.
14:25Erel
e süper, o zaman cumartesi sohbetine hoş geldiniz efemm:))
14:25deniz
merabaaaa
14:26Erel
denizcim, bodosloma şu tesbiti yaparak başlamak istiyorum. tanıdığım en "arı" insanlardansın!
14:26deniz
arı... buna şaşırması mümkün bi sürü insan tanıyorum aslında.
lemur falan diye çağıran arkadaşlarım oldu.. lemur diyenler de tembel tarafımla samimi oldukları için öyle diyorlar.. stabil değil yani... arıyla lemur arasında gidip geliyorum..
14:28Erel
en güzeli.. ben biraz facebook'ta efsaneleşen, devleşen bomba-fonda'yı konuşalım istiyorum. nedir bu?
14:29deniz
valla bomba fonda...
14:29Erel
isim müthiş zaten..
14:29deniz
anlatıyorum uzun uzun hazırsan...
14:29Erel
hazırım, schiess loss!! (almnca: fırlat!!)
14:30deniz
önce adından başlamayı deniyorum:
2000 senesinde londra’daki bir pub’ın tuvalet kapısında tükenmez kalemle yazılmış “BOMBA-FONDA” adının, aslında bir müzik grubu olduğunu öğrenmeden önce çoktan işlerimde nick olarak kullanmaya başlamıştım. sonradan öğrendiğimde çok geçti, herkes çoktan beni bomba falan diye çağırıyordu. bunu sorup duranlara topluca cevabımdır...
14:31Erel
hah, şöyle derin bir nefes alsın o zaman insanlar.. peki devam..
bomba-fonda ne yer ne içer?
14:31deniz
rahat olsunlar
14:31Erel
evet dimi..:)
14:31deniz
şu anda tost yiyor mesela... :)
14:31Erel
hahahaha..
14:32deniz
1,5 sene once Facebook’da “grup nasıl açılıyor acaba?” diyerek “BOMBA-FONDA” adıyla bir grup açmış, sonra unutup gitmiştim. bir gün hatırlayıp baktığımda 80 üyeli, benim işlerimin fotoğraflarıyla dolu, kendi kendine gelişmiş organik bir grup buldum. 80 kişiye ayıp olmasın diye her gün ev sahipliği yaptığım, sokak sanatı, sokaklardaki acayiplikler, politika, vs. ile ilgili, yüzlerce kişinin fotoğraf paylaştığı, gülüp eğlendiği, kızıp sinirlendiği, kendince bir mizah sitesine dönüştü. Ve bugün itibariyle 1110 üyesi var (galiba). oraya da bekleriz.
14:33Erel
her şeyin farkındayım. ama bence bomba-fonda senin proje makinenin adı sanki. hatta markan..
14:34deniz
marka demek istemiyorum. bomba-fonda bi nick... markam ayrı: Lo&Loud
14:34Erel
lo&loud'u hemen alalım. bilmeyenlere..
14:35deniz
Lo & Loud ® Not Another Coffee Shop
14:35Erel
evet..
14:35deniz
Lo & Loud ® aslında şu anda bi coffeeshop
14:35Erel
ankara'da..
14:36deniz
ama aynı zamanda ailecek kullandığımız bi marka. adını ben buldum diye fazla sahiplensem de aslında kafe kısmıyla ankarada ailem ilgileniyor ama kafe'den ziyade..
14:36Erel
fotoğraflarını gördüm ve de gayet avrupai buldum..:)
14:36deniz
pret-a-manger tarzı bir yer.. şöyle başladık, kardeşim de ben de fazla pimpirikli insanlarız. öyle her yerde her şeyi yememiz söz konusu değil. ama gurmelikten falan değil. tamamen hijyenle alakalı..
14:38Erel
ama gayet gurme duruyor..
14:38deniz
baktık 2miz de hazır paketli ve içinde ne olduğunu bilip güvendiğimiz yiyecekleri hiç düşünmeden tüketebiliyoruz (Boots, Pret-a-manger, vs) şöyle dedik, öyle yiyecekler olsun ki, katkı maddesi kullanılmasın, sağlıklı, annemiz yapmış gibi olsun, ama packaging'i de şık olsun ve kolay tüketilebilsin.
14:39Erel
packaging'ine vuruldum zaten..
14:39deniz
neticede yiyeceklerin ne olması gerektiğine annem karar veriyor. önce annem ve anneannem meşhur kurabiyelerini muffin'lerini falan yapıyorlardı ama yetişmeleri mümkün olmuyordu..
14:40Erel
derken?
14:40deniz
anneannecik günde 40 kutu kuki falan yaptıktan sora uykusunda sayıklamaya falan başladı..
14:40Erel
hahahaha..
14:40deniz
derken Ahmet Nejdet Sezer'in aşçısı yani cumhurbaşkanlığının eski ahçısı bize katıldı.
14:40Erel
vayyyy...
14:41deniz
şimdi annem ve anneannem tarif ediyor, o yapıyor, biz paketliyoruz..
14:41Erel
peki sen buradan nasıl yetişiyorsun?
14:41deniz
babayla dede de var işin içinde tabi. bussiness ve mimarlık gerektiren kısımlarda.
14:41Erel
tam bir aile şirketi yani!
14:41deniz
ben buradan dünyanın öbür ucuna bile yetişiyorum, sen ne diyorsun!
14:41Erel
tahmin ediyorum..
14:42deniz
burada tasarımları yapıp yolluyorum, kardeşim bastırıp kullanıyor.. çok zevkli. bir de facebook grubumuz var..
14:42Erel
yani sen tasarım işlerinden mesulsün..
14:42deniz
orda da şöyle bir yarış içindeyiz
14:42Erel
ne gibi?
14:42deniz
evet daha çok... yarış diyordum; içinde sattığımız yiyeceklerin adları geçen şarkılar falan bulup onları post ediyoruz..
14:43Erel
aaa ne hoşş..
14:43deniz
misal kelis:milkshake, blur-coffee&tv
14:43Erel
:))
14:43deniz
bu kardeşimle aramızda oyun böyle... aynı müzikler dükkanda da çalıyor sonra. ha bu arada, mekanın üst katı galeri. fakat sanat galerisi değil.
14:44Erel
öyle mi?
14:44deniz
kardeşim Hollywood prop collector, kendi eşyalarını sergiliyor. bu ay michael jackson tribute
14:45Erel
woww.. lo&loud istanbul'u ne zaman fethedecek?
14:45deniz
MJ.'ın meşhur parlayan eldiveni, smooth criminal ayakkabıları, billy jean ceketi, vs.. ben içime sinen bir yer bulduğum zaman sanıyorum. bu ara iş hırsı bastı... =)
14:47Erel
ne güzel, harika.. iş hırsı iyi bir şey kesinlikle.. peki denizcim, senin bir de sokak sanatçısı yönün var. orada daha "karanlık" işler yapıyorsun. onlar da devam mı? yoksa evcilleştin mi?
14:47deniz
hahahah! karanlık eveeeet.. o hep var bir yanda...
14:47Erel
olsun zaten!!
14:47deniz
eh ama evli barklı 30 küsur yaşında kadınım şurada... yavaşlıyor tabi hahhae.. onu da anlatabilirim..
14:48Erel
yaş kaç olursa olsun, ruh öyleyse değişmez..
14:48deniz
ankara'dan Istanbul’a taşındım.. arkadaşlarımla galatasaray’da yaşamaya ve cihangir’de cha! cha! cha! adlı ofisimizde çalışmaya başladım. her gün beraber çukurcuma’dan geçerek ofis-ev arasında gidip geliyorduk. yani yanımda hep yolları bilen birileri oluyordu ve ben de ankaralı bir tembel teneke olarak, hiç dikkat etmiyordum. tabi bir gün tek başıma gitmem gerekti. ve kaybolup deli gibi yokuşlar çıkmak zorunda kaldım. dedim ki, bu iş böyle olmaz. hansel-gratel tarzı bir çözüm buldum, hemen bir stencil yaptım... bütün yolumu işaretledim güzelce. o zaman çukurcuma hattında sadece nalan yırtmaç’ın işleri olduğundan karışması, kaybolması ihtimali de olmuyordu. güzel güzel gidip gelmeye başladım. derken insanların, stencil’ini yaptığım karakterden, aralarında BOMBA-FONDA diye bahsetmeye başladıklarını duyar oldum… oysa o karakter bendim. yani kendi fotoğraflarımdan ortaya çıkmıştı, ki bu da o zamanki tembelliktendir. kendi kendine mini bir urban legend haline geldi… (burda copy paste yaptım :P )
14:49Erel
nefis bir hikaye.. iyi oldu, kestirmeden.. denizcim web adreslerini de verir misin, meraklıları için..
14:50deniz
hemmen:
şu facebook:
http://www.facebook.com/group.p
bu streetart locator:
http://www.streetartlocator.com
14:51Erel
başka var mı yoksa?
14:51deniz
bi de bu http://www.spraygraphic.com/bom
bi de blog var:
14:52Erel
onu de ver tam olsun..:)
14:52deniz
www.blogspot.bombafonda
14:53Erel
tamam, süper.. bu sohbet biraz tanıtım kampanyası gibi oldu.
14:53deniz
uff evet olmasın, değiştir özelime gir :P
14:54Erel
olsun, ben senin işlerini beğenerek takip ediyorum.. bir dahaki sefer geyik yaparız.. bu iyi oldu böyle..
14:54deniz
geyikte sınır tanımam.. ha bişi diyeceğim..
14:54Erel
aynen. en sevidiğim uğraşlardan.. akarım, sınır tanımam ben de.. seninle radyo programı yapalım beraber..
14:55deniz
yapalıııımmm!!
14:55Erel
geyik muhabbeti ve iyi müzik olsun.. ciddiyim!!
14:55deniz
olur valla ben de ciddiyim... bana konuşmak olsun zaten...
14:56Erel
hahahaha... hemen bir araya gelelim bunun için.. bitmez bu sohbet, sana söyleyeyim.. ama bir nokta koyalım şimdilik..
14:56deniz
şikayetçi olanlar olabilir ama bunu kanalize etmek lazım... 2izlerdin sen de di mi? hahahah! evet yeter.
14:56Erel
tabi ki ikizlerim, forever!!
14:56deniz
yaaa bak... ondan oluyor hep.
14:57Erel
bence de.. denizcim, çok teşekkürler.. haberleşelim en kısa zamanda..
14:57deniz
ben de sana sorucam... bi daha sefere
:* saol çooook!!!! baybaaaay!
14:57Erel
olur tabii.. memnuniyetle
xxxxxx
14:57deniz
XXX
deniz
EREL BİŞİ DİYCEM
unuttum!
15:06Erel
söyle..
15:06deniz
bomba fonda'nın tam bomba-fonda olduğu fotoğraf, senin dergide yayınlanan barış'ın çektiği benim fotoğrafımdı!!! =) ilk 3 renkli stencilimi o fotoğraftan yaptım.. (yukarıdaki foto)
15:06Erel
aaaaa evet yaaa..
15:07deniz
evet möhim!
22 Ekim 2009 Perşembe
JIMI TENOR & TONY ALLEN - SELFISH GENE
jimi tenor ve tony allen birlikte stüdyo'ya girmişler ve afrobeat hastalarının ağızlarını sulandıracak bir albüm yapıp çıkmışlar. strut records'un farklı müzisyenleri spontane olarak bir araya getirip hazırladığı "inspiration information" serisinin 4. albümü efsane isim tony allen ile finlandiyalı deneysel müzik ustası jimi tenor'u buluşturmuş. albüm 27 ekim'de piyasada. albümde yer alan "selfish gene"i burada dinleyebilirsiniz.
NORAH ABLA'YA SORMUŞLAR KAHRAMANLARIN KİMLER DİYE..
işte verdiği cevaplar:
TANRININ MUTFAĞINDAN KRUDER & DORFMEİSTER GELİYOR..
fg 93.7 dünyaca ünlü konsept parti "godskitchen urban wave"i bir kez daha getiriyor. bu ne demek peki? görsel hedonizm ve büyük bir şov demek. bu sefer DJ UHR'un misafirliğinde kruder & dorfmeister soundsystem ile gerçekleşecek parti cumartesi gecesi otto santral'i "it" mekan yapacak..
feat. Mc Earl Zinger & Ras MC T-weed
visuals By: Fritz Fitzke
hosted by: UHR (FG 93.7)
24 Ekim 2009, Cumartesi
Otto Santral
23:00
21 Ekim 2009 Çarşamba
ETERNAL CHILD 2009-10 KOLEKSİYONU BEYMEN MAĞAZALARINDA
bu şehrin en yaratıcı, stil sahibi ve yetenekli tasarımcılarından gül gürdamar'ın label'ı "eternal child" sessiz ve sağlam adımlarla dünya markası olma yolunda devam ediyor. pek çok uluslararası derginin dikkatini çeken markanın kış koleksiyonuna bayıldım. beymen mağazalarında satışa çıktı, haberiniz olsun.
HASTASI OLDUM PORT O'BRİEN'IN
port o'brien'ın yeni çıkan albümü threadbare'i dinlemeye doyamıyorum. özellikle de my will is good harika bir parça..
PİS HİKAYELERDEN GECEYARISI FİLMLERİNE SANAT TURU
bu ayların en güzel yanı birbirinden görünesi sanat aktiviteleri. ben aralarından bazılarını seçip paylaşmak istedim:
"How Tasty Was My Little Frenchman"
Yönetmen: Nelson Pereira dos Santos
İngilizce altyazı
1971/80 dakika
“Artık, Eksik”
Yönetmen: Serdar Kökçeoğlu
2001/10 dakika
20 Ekim 2009 Salı
YOKO ONO 1973'TEN BERİ İLK DEFA YENİ BİR ALBÜMLE KARŞIMIZDA!!
76 yaşında yoko ono. yaşı, başı anlaşılmayan uluslararası bir konsept sanatçısı, tartışmalı bir müzisyen ve plastic ono band'iyle birlikte yaptığı "between my head and the sky" isimli yeni albümüyle kalbime tekrar dokunan muazzam bir kadın. oğlu sean lennon ile harika müzisyenleri yanına alarak üç hafta önce çıkardığı bu genre'lar arasında dolaşan albümü edinin mutlaka.. yoko ono'nun timing'i süper. dünya barışı için savaşan ono daha yakın geçmişte venedig bienali'nde john baldessari'nin yanısıra "golden lion for lifetime" ödülüne layık görülmüştü. (ödül töreni videosu için tıklayın.)
MADONNA - CELEBRATION - DEFINITIVE GREATEST HITS COLLECTION
ICON: CLAUDIA CARDINALE
belki sophia loren veya brigitte bardot kadar şöhretli olmadı ama claudia cardinale eski zaman yıldızlarından benim favorim oldu hep. visconti ve fellini için de öyleydi. karizmatik, yüzde yüz star "allure"ü olan vahşi italyan yeni bölüm "icon"ın ilk ismi.. web sayfasında istemediğiniz kadar bilgi, harikulade fotoğrafları var, inceleyin.. (foto via dossier)
FOTOĞRAFÇILIK MODA MI OLDU, MODA FOTOĞRAFÇLIĞI SANAT MI OLDU?
bunu ben söylemiyorum, sorgulamıyorum bile. öteden beri moda fotoğrafçılığının da bir sanat olduğunu düşünüyorum zaten. ama fotoğrafçılık moda mı oldu sorusuna cevabım evet. murat germen ve orhan çetin de bu konuyu tartışmaya açıyorlar. istanbul modern'in çağdaş fotoğraf serileri söyleşi dizisinin bu ayki konusu bu. söyleşinin odağında da irving penn, david lachapelle, juergen teller ve terry richordson olacakmış. ilginize
19 Ekim 2009 Pazartesi
IMER DEMİRER'İN İLK ALBÜMÜ YOU, ME,& CHAR DOUBLEMOON'DAN ÇIKIYOR
"önümüzdeki sonbahar ve kışın ruhuna uyacak naif bir caz albümü olan ’you, me & char’ı tüm müzikseverlere tavsiye ediyoruz...." diyor doublemoon. albümde demirer'in 4 bestesi yer alıyor. diğer eserler emin fındıkoğlu ve ali peret'e ait. cazın sevdiğim hali gibi imer demirer..
HER KESEYE UYGUN SANAT FUARI - THE AFFORDABLE ART FAIR
orjinal baskı, resim, fotoğraf, heykel ne ararsanız 50 pound ile max. 3000 pound arasında değişen fiyatlarla satılıyor. ister satın alın isterseniz sadece göz gezdirin. bu sanat fuarı herkesi çekiyor. "the affordable art fair" (AAF) başta londra olmak üzere çeşitli ülkelerde organize ediliyor. harika fikir, hadi AAF' türkiye'ye de gelsin..
KARAKTER USTASI JOE LEDBETTER TÜRKİYE'YE GELİYOR
Milk Gallery & Design Store dünyaca ünlü karakter tasarımcısı Joe Ledbetter'ı ağırlıyor! Los Angeles'lı tasarımcı Joe Ledbetter'ın, Amalgamation isimli Avrupa Sergi Turu'nda adreslerden biri İstanbul...
Tur kapsamında her ülkede farklı bir konseptle yer alacak sanatçının İstanbul'da gerçekleşecek olan 'Sharks & Minnows' isimli sergisinde 10'dan fazla işinin yanı sıra, sadece bu tura özel olarak üretilmiş oyuncakları, posterleri, t-shirtleri, magnetleri, kitapları ve rozetleri de yer alacakmış.
Baran Baran Animasyon Ofisi ve Becks sponsorluğunda 5 Kasım'da başlayacak olan sergi Kasım ayının sonuna kadar devam edecek.