25 Aralık 2008 Perşembe

keith jones köpek olmak istiyor ama o aslında bir kuş

kanadalı karikatürcü/çizer ketih jones vice dergisindeki röportajını okuduktan sonra ilgimi çekti. röportajı çevirip sizlerle paylaşmak istedim...

kafanın içi çizimlerindeki gibi ama biraz daha kanadalı olabilir mi dersin?
evet, bazen gerçekten ürkütücü olabiliyor. o zaman da "eyvah bu sefer geçen seferden daha karanlık olacak" diyorum kendi kendime. tuhaf ve takıntılı konular geliyor hep aklıma.
peki şu aralar ne gibi takıntın var?
geçen ay dünyanın sonuyla ilgili şeyler düşündüm sürekli, bir de karikatürler..
ne gibi karikatürlere baktın?
fletcher hanks diye bir adam var, onun işlerine baktım. 30'lardan kalma bir adam. kimse ne yaptığını bilmiyor ve hikayeleri acayip tuhaf.
evet, adamın donmuş bedenini 1976'da new york'ta bir bankta bulmuşlardı. sen epeyce dolaşıyorsun değil mi?
evet, motorumla bütün amerika'yı doolaştım ayrıca yük vagonlarıyla dünyayı gezdim. hatta bir seferinde yüzünün her yerine dövme yapan şu adamla karşılaştık. kız arkadaşı köpeğini kurtarmak isterken bir tren altında paramparça olmuş adamın.
aman allahım!
galiba alaska'ya gitmek istiyordu ve orada kendini bir trenin önüne atmaktan bahsediyordu. yük vagonları fikri ordan çıktı ve önce washington state'e gittik. oradan bir kamyon şöförü bizi aldı ve 15 saat karanlık bir kasanın içinde oturmak zorunda kaldık.
Ne?
çok acayipti. bir seferinde de elinin yerinde kancası olan bir adam aldı bizi. adam 20 yıl sonra evine dönüyordu. çocukken bıçak atma şampiyonuymuş ve herkes severmiş onu. bir gün elini kaybedince nasıl söyleyeceğini bilememiş ve korkup kaçmış.
çok depresif bu hikayeler ya, bence biraz şu hayvan oyununu oynayalım.
o ne?
öldüğünü farzet ve cennete gidiyorsun ve tanrı sana diyor ki? : " hey keith, biz seni tekrar dünyaya geri yollayacağız ama insan olarak değil, hayvan olarak. hangi hayvan olmak istersin?"
galiba kedi olmak isterdim.
peki, o zaman 3 kedi özelliği söyle bana.
hmmm, ne bileyim, hep yan gelip yatıyorlar ve de yedikleri hep önlerinde oluyor herhalde.
bunlar özellik değil.
karakter özelliği mi diyorsun? o zaman galiba köpek olmak isterdim. onlar mutlu ve kaygısız ve de daha aktifler sanırım.
peki. tanrı bir de diyor ki: " tamam seni köpek listesine alıyorum ama orada yer kalmazsa diye bir opsiyon daha söyler misin?"
maymun olabilir. sosyaller, elleri var. her şeyi oraya buraya atabiliyorlar, becerikliler..
peki maymun listesine giremediğini düşün, bana bir hayvan daha söyle.
kuş. evet, kuşlar süper. özgürler, ne bulurlarsa onu yiyorlar, biraz da kediyi hatırlatıyorlar.
tamam. sonuçları analiz ettim. birincisi olmak istediğin, ikincisi dünyaya nasıl göründüğün, üçüncüsü ise gerçekten nasıl olduğunu gösteriyor. doğru mu sence?
evet ya, tamamen.. pek bir şey yapmadıkları için önce kedi olmak istemem çok komik ya..

(keith'in ikinci kitabı catland empire adını taşıyor ve bilim kurgu cartoon kitabı ve kediler üzerine..)

how to make a button with miranda july

karanlığı hisset ya da öteki ukrayna











david gillanders glasgow'da büyümüş. vaktini glasgow'lu herkes gibi o da başka çocukları tartaklayarak ve litrelerce iğrenç, adına limonata dedikleri kimyasal kokteyller içerek (im-bru) geçirmiş. dışarılarda takılıp, bir yerlerde bıçaklanmayı beklemek yerine boks yapmayı öğrenmiş. 16 yaşına geldiğinde kendisinden yaşlı abilerce dövülmeden spor salonlarına nasıl takılınabileceğinin yollarını aramış. glasgow'da başkaca yapacak bir şey yokmuş onun gibiler için. ya da köşesinde oturup, onu şişmanlatacak düzinelerce mars yiyebilirmiş örneğin. derken gittiği boks klübünün duvarlarını süsleyen siyah-beyaz fotoğraflardan esinlenerek bokscu fotoğrafları çekmeye başlamış. içeride ve dışarıda dövüşenleri belgelemiş... fotoğraf projeleri rusya, ukrayna, malawi ve mısır'da sergilenen david, toplumun kıyısında yaşayan insanları çekiyor, elinden başka türlüsü gelmediğini söylüyor. burada gördüğünüz fotoğraflar muhtemelen 20 yaşına gelmeyecek olan ukrayna'lı sokak çocuklarının fotoğrafları..

24 Aralık 2008 Çarşamba

CAM SESLERİNDEN BİR ANI


kısacık bir andı, bana cam sesleri gibi
bir anı kaldı
kısacık bir andı, o çok duyarlı dengeler
yansıdı

ipe dizilen inci
dünya ile kişi

ilk yazdı, sonradan saydam birşeyler
yağdı
uyum karıştı ince havaya

kısacık bir andı, belki farkında bile
değildin sen
ben sonsuz kişiydim, o kapıdan
çıkarken

anıların cam kırıkları gibi
toplandığı o an
başka anıların anıları
geçiyor aklımdan...

(2'debir'e de oldukça emeği geçen lale müldür'ün şiiri bu soğuk kış gününde iyi gelir diye düşündüm ve de paylaşmak istedim. şu günlerde taşınma ve taşıma işleri ile uğraştığım için burayı biraz ihmal ettim. daha sık yazacağım günler yakın.. sevgiler)

15 Aralık 2008 Pazartesi

başka türlü moda hikayesi - my dearest people






illüstratör ana kras'ın vice dergisi için çizdiği moda çekimine bayıldım. arkadaşlarını muhtelif markaların kılıklarıyla çizen, moda çekimine illüstrasyonu "cool" bir şekilde bulaştıran 24 yaşındaki illüstratör, fotoğrafçı, tasarımcı, video-artist, mimar vb. ana kras ilgi ve alakayı kesinlikle hakediyor.

3 Aralık 2008 Çarşamba

christie's'de büyük paralarla gençlik günleri geri geliyor





inanın, büyümeyi denedim. her denememde sadece yaş aldım ama büyümedim. böyle de gidecek, biliyorum. biraz büyüklük tasladığım oluyorsa, çocuğuma karşı oluyordur. çocuğum bana yaşımı başımı hatırlattıkça, daha da küçülüyorum sanki. zevklerim pek değişmedi. dinlediğim müzikler gelişti. daha iyi bir müzik dinleyicisi oldum. ama eskiler ayrı. sex pistols gibi.. büyümeyi becerebilmiş insanlar var tabi. ancak gene de eskide bıraktıkları hayatları parasını vererek geri istiyorlar. nasıl mı? dünyanın en dev mezatçısı christie's aracılığıyla mesela. hayata karşı itirazları içlerine kaçmış adamlar, sex pistols gibi allahına kadar protest adamların herhangi birşeyine servet akıtmaya hazırlar. hele ki birtakım kültleşmiş efsane isimlerin, nefeslerinin geçtiği, ellerinin değdiği özel parçalar için kesenin ağzını açmış divane gönüllü psödo punk ruhlu yeni zenginler delirmiş vaziyette. sex pistol'ın ilk afişine 3500 dolar, beastie boys'un orijinal albüm kapağına 30 bin dolar, bob dylan'ın orijinal el yazması bir şiirine 12 bin dolar verebiliyorlar.. (fotoğraflarda christie's'in kataloğunda yer alan nesnelerden örnekler görebilirsiniz.)