30 Temmuz 2009 Perşembe

FOAM DERGİSİ'NİN 'TALENT' SAYISINA GİRECEK 18 YETENEKLİ FOTOĞRAFÇI BELLİ OLDU..


sabırsızlıkla bekliyorum foam'un yeni sayısını. ancak 15 eylül'de çıkıyor piyasaya. ama şimdiden hangi isimlerin yer alacağı belli: Aaron Schuman, Alexander Gronsky, Amira Fritz, Anouk Kruithof, Daniel Naudé, Davide Monteleone, Elliott Willcox, João Castilho, Julian Faulhaber, Leonie Purchas, Michael Lundgren, Nadim Asfar, Peter van Agtmael, Ronald Leong, Sarah Gerats, Simone Bergantini, Taisuke Koyama and Timo Klos. (foto: leonie purchas)

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ ZAMANA AYAK UYDURMAK..

Let the Outside In from Caitlin Parker on Vimeo.

zaman peki bize ayak uyduruyor mu?.. bazı şeyler sabır istiyor, emek istiyor. özen ve sevgi istiyor. bir şeylere uzun süre dikkatimizi veremiyoruz. bakmıyoruz, beslemiyoruz. çünkü vaktimiz yok. halledilmesi gereken onlarca iş, yetişilmesi gereken sürüyle toplantı, randevu var... caitlin parker bu gezegende yaşayan duyarlı insanlardan. ressam ve video sanatçısı. "let the outside in" onun yaklaşık 3 aydır sürdürdüğü harikulade projesi. küçük bir maket evi bahçesine yerleştiren parker, bir sabit kamera ile bu evi bir yıl boyunca kaydetmeyi hedefliyor. şu ana kadar kayda geçen görüntülerde evin günden güne nasıl değişip dönüştüğünü, yaban otlarının evin içini sardığını, etrafta dolaşan hayvanları nasıl belgelediğini görebilirsiniz.

ŞEHİRDE BU HAFTASONU OLMAZSA OLMAZLAR!!



evet, evet,arayı açtık. biraz tatil, biraz iş ama her zaman gözümüz ve kulağımız bu şehre açık.. bu cumartesi ve pazar yapılacaklar belli. sun.day.sky festivali'nin ilki santralistanbul'da başlıyor. showhow ekibinin dinamik ve canlı ruhunun geçeceğinden yüzde yüz emin olduğum bu festivalde ne ararsan var. programı incelemek için http://www.sundaysky.net/tıklayın..

veeee fatboy slim!!! fatboy slim virgin radio sponsorluğunda 1 ağustos cumartesi gecesi istanbul kuruçeşme arena'da.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

BİR FRANZ FERDINAND MANEVRASI OLARAK BLOOD..


tonight: franz ferdinand isimli albümlerinin yanında sınırlı sayıda verdikleri bonus track'ler o kadar beğenildi ki, franz ferdinand parçaların dub verviyonunu ayrı bir albüm olarak yeniden piyasaya sürdü. ancak ya vinyl olarak ya da dijital olarak sahip olunabilir. ben dinledim. en az parçaların orjinalleri kadar iyiler..

YUMUŞACIK, YATIŞTIRICI, HUZURLU.. TAKEN BY TREES'İN YENİ ALBÜMÜ BUGÜN ÇIKTI..


victoria bergsman'ın sesi yormayan seslerden. sakin ve inceden söylüyor şarkılarını. taken by trees onun solo projesi. aynı zamanda the concretes'in solisti olan bergsman'dan sweet child o' mine'ı dinlemediyseniz, bir an önce dinleyin derim derim şahsen. eski albümden bir parça da olsa değer..

18 Temmuz 2009 Cumartesi

MUSIC IS LOVE..






babylon'dan çok güzel bir cd, harika bir seçki. music is love.. gidin bulun, alın, dinleyin.. hatta cd ile birlikte çekilmiş fotoğrafınızı bana gönderin, bakarsınız, geniş bir serginin bir parçası oluverirsiniz..:)

CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.16- SEHER SANDER/MAKE-UP ARTIST/RUJ'UN KURUCUSU


seher sander make-up sanatçısı. almanya'da eğitimini aldıktan sonra türkiye'de yıllarca reklam ve moda piyasasında çalıştı. 2'debir dergisi'nde de harika işler yaptık birlikte. RUJ isimli bir dükkanı var. yaratıcılığını ve uzmanlığını artık kendi bağımsız kalesinde yürütüyor. "sevmediğim işi yapmamak beni canlı tutuyor" diyor..

Erel
sehercim, günaydın

11:12Seher
ola
nasılsın?
11:13Erel
naber? v aktin varsa cumartesi sohbetini seninle yapalım, 2'debir blog için?

11:14Seher
hımm nasıl yazışaraksa, çok zor yazıyorum
11:16Erel
evet, burada yazışarak.. zor yaz ne olacak ki? istersen bir kahve koy kendine..

:):)
ben de koyayım, bir sigara..
zaten çok uzun sürmez

11:17Seher
aaaaah tamam. hadi bakalım.
11:17Erel
zaten başladık bile..:):)

neler yapıyorsun?
11:18Seher
kahve
11:18Erel
hehehe.. tamam

11:23Erel
geldin mi?

11:23Seher
tatilden döndüm.RUJ da çaiışıyorum
11:24Erel
nasıl gidiyor RUJ?

11:26Seher
RUJ gayet iyi gidiyor. yavaş ama çok keyifli.İlerlemek yeni şeyler eklemek, bunları başarabilmek zevkli.
11:28Erel
harika.. sen yıllardır moda işinin içindesin. hatta kalbindesin. modanın gizli kahramanlarından.. biraz anlatsana seni, RUJ'u.. nasıl oldu? nasıl başladı?

11:48Seher
almanya'da 18 yaşında güzel sanatlar akademisine girdim. 28'inde çıktım. bu arada okulda maskeler yaparken "die maske" adlı okulla tanıştım. burada4 sene hem öğrenci hem asistan oldum. sonra da bu mesleğe devam ettim. RUJ'u yıllarca kafamda kuruyordum.12 yıl moda, reklam, film çalışmalarından sonra bir gün eski dolap sokak'ta bu dükkanı gördüm ve tamam dedim. erkmen savaşkan mimar olarak muhteşem bir iş çıkardı. eray makal kurumsal tasarımını yaptı ve RUJ başladı.
11:50Erel
RUJ'un felsefesi nedir ve de bağımsız olmaya karar verdiren asıl niyet?

12:04Seher
RUJ bir makyaj stüdyosu, RUJ'da saç da yapılıyor ama kuaför salonu değil. her servis randevuyla veriliyor. makyaj danışmanlığı, makyaj eğitimi, makyaj partisi, toplantısı, body painting yapılıyor. fotoğraf çekiliyor. peruk, aksesuar vs. gibi şeylerin satıldığı bir dükkan. makyaj kursları ilerledikçe yeni makyaj sanatçılarıyla gelişmeyi planlıyorum.
12:09Erel
süper.. peki dergilerle çalışıyor musun hala?
çünkü editoryal çekmek bu işin önemli bir parçası, biliyorsun..

12:13Seher
evet, arada çok güzel işler oluyor. editoryal çekimler adına. çok zevk alıyorum. sevmediğim işleri yapmamak beni canlı tutuyor.
12:16Erel
ne güzel söyledin.. umarım bu kriz dalgasını da çok yıpranmadan aşarız.. peki senin dışında bir ekip var mı RUJ'da, başka sanatçılar?

12:26Seher
evet, kriz dalgası olduğunda insanlar daha birbirine yaklaşıyor. bir iyi yanı bu. sakin olmalıyız. Ruj ekibi 4 kişi. biri aynı zamanda moda tasarım yapıyor, biri sinema okuyor, biri heykel yapıyor... ekip ağır gelişecek.. yoksa atardık salona 3 5 föncü, 2 manikürcü.... ama ekip ruhuna geçebilmek zor ve değerli bir şey. getirisi çok. aynı t-shirt'ü giyip ekip olunmuyor!!
12:29Erel
haklısın.. bence de kriz zamanları insanlara sindirerek yaşama şansı da veriyor. gözü dönmüşlerin bile oturup düşünebilecekleri bir zaman aralığı.. iyi değerlendirmek lazım. belki kalitenin zaman ve emekle alakalı bir şey olduğunu anlamak için de iyi fırsat..

12:33Seher
yaratıcılık kesinlikle kazanacak ve emeğin karşılığı alınacaktır. buna inancım tam.
12:35Erel
benim de öyle ama ben bunun bir taraftan uyanık ve diri olup diğer taraftan yavaşlamak ile mümkün olduğunu düşünüyorum. hız içinde gözden kaçan çok fazla değer var..

12:40Seher
evet yavaşlamak iyi gelebilir. neşe ve sevgiyi kaybetmemek işin en zor kısmı.
12:44Erel
kesinlikle.. ve inanç.. inanç olmayınca hiçbir şey mümkün değil.. insanın hayal ettiği ve inandığı bir işi yapması kadar da güzel bir şey yok hayatta.. sen de bu insanlardan birisin..

12:44Seher
Ah madam!!!
12:45Erel
sehercim, çok teşekkür ederim vakit ayırdığın için.. seni yordum, farkındayım.. ama çok zevk aldım.. bir de web adresini söylersen sevinirim..

12:47Seher
www.ruj.com.tr .tek parmak yazmama dayandığın için ben teşekkür ederim.....
12:48Erel
hahahah.. sana güzel bir haftasonu diliyorum.. görüşmek üzere..

12:48Seher
hoşçakal!!!!
12:48Erel
:):)

SLAVS AND TATARS: GEZEGENİN SIRITMAYAN YÜZÜ


2005'te dünyaya gelen bir oluşum slavs and tatars. onlar berlin duvarı'nın doğusu ve çin seddi'nin batısından geliyor. yani avrasyalı'lar. brüksel, cambridge ve moskova kökenliler. sanatın farklı disiplinlerinde ortaya koydukları işler, gezegenin genellikle pek anılmayan bölgelerinin izlerini taşıyor. bazı işleri new york modern sanatlar müzesi'nin daimi koleksiyonunda.. slavs and tatars, kasia korczak, payam sharifi, boy vereecken ve victoria camblin demek..

2009'u daha iyi anlamak için hazırladıkları ve 1979 ve 1989 gibi kilit tarihlere ait görsel, işitsel ve yazılı işleri yaz turnesinin son şehri varşova'da bugün, varşova güzel sanatlar müzesi'nde sergilenmeye başlıyor..

17 Temmuz 2009 Cuma

U2'NUN 30 HAZİRAN'DA BAŞLAYAN 360 DERECELİK DÜNYA TURNESİNİ BİLGİSAYARINIZDAN İZLEYİN..


http://360.u2.com/
ayrıca şovlarında ne çaldıklarını öğrenmek için: www.u2gigs.com
(foto: severine)

FLY 16x9'DAN YENİ BİR YAPIM: INTERVAL


bu filmi mutlaka izleyin!! müthiş bir gerilimi var, hüseyin çağlayan tasarımlarına da bayılacaksınız... fly 16 ne, burada neler oluyor diyorsanız, tıklayın.

(INTERVAL Director: Jamie Isaia @ Art + Commerce Designer: Hussein Chalayan Cinematographer: Andreas Von Scheele Stephen Blaise Editors: Catherine Camille Cushman Jamie Isaia Stylist: Ben Sturgill Makeup: Yuka Washizu Hair: Wesley O'Meara Featuring: Ali Micheals @ DNA Daria Strokous @ IMG Olga Maliouk @ Marilyn Sound Design: Casey Smith)

DÜNYANIN EN GÜZEL AÇIK HAVA SİNEMASI GERİ DÖNDÜ..


30 temmuz-8 ağustos tarihlerinde londra'da edmond j safra fountain court - somerset house'da gündüzden geceye sinema şöleni yaşanacak. gündüz her türlü eğlence, gece ise sinemayla geçecek olan etkinlik bu yazın favori hareketlerinden..

BAZI YOLCULUKLAR İNSANOĞLU'NU SONSUZA KADAR DEĞİŞTİRİR..

apollo 11'in aya inişinin 40. yılında ki tam olarak 20 temmuz oluyor; louis vuitton bunu fırsat bilip bizi benzersiz bir yolculuğa çıkarıyor.

16 Temmuz 2009 Perşembe

DEMEK BLOG MÜZİKLE AÇILSIN İSTEMİYORSUNUZ..


ama ben müziğin otomatik açılmasını seviyorum, anketi takmıyorum dermişim:))) öyle değil tabi. bir kere fikrini paylaşan, ankete katılan herkese çok teşekkürler. anket sonucuna göre müziğin oto start'la açılması istenmiyor. o halde herkes keyfine göre sık sık güncellenen playlist'leri veya parçaları dinleyebilecek ya da müziği tamamıyla devredışı bırakabilecek.. canı isteyenlere bugünün parçasını müjdeleyelim: M83 - We Own the Sky (Maps Mix).

KARŞI MODA MESELESİ YA DA BİR DERGİYİ DOĞRU OKUMAK..


arkadaşım, moda editörü murat tepe facebook'a emre ünal'ın çektiği, kendisinin styling'ini yaptığı, benim de 2'debir'de yayınladığım işlerinden birini koymuş. çok beğenmiştim bu çekimi. niye beğendiğimi hatırladım ve fotoğrafları tekrar görünce bir iki kelam etmek istedim..

bazı fotoğrafçılar 2'debir'i doğru okumasını gayet iyi biliyordu. uçukluk olsun diye tuhaf makyajlar ve tuhaf giysiler bir araya gelince 2'debir'lik bir iş yapmış olmadıklarını da. nitekim başka dergiler kabul etmedi diye 2'debir kesin basar diye getirdikleri çekimlerin öyle kolay basılmadığını da.

2'debir'in sayfalarına basılan moda çekimi, hikayesiyle, fikriyle, fotoğrafçının tavrı ve hissiyatıyla, styling yapan kişinin niyeti ve kalbiyle ve de en başta samimiyetle çok alakalı bir şey oldu her zaman. bu yüzden tam 2'debir'e göre bir çekim yaptık diye gelen bazı fotoğrafçılardan hep korkmuşumdur. çünkü dergiyi doğru okuyup okumadıklarından şüpheye düşmüşümdür. çoğunlukla da haklı çıkmışımdır. pek çok fotoğrafçıyla da oturup bunu konuşmuşumdur. 2'debir dergisinin derdini saatlerce anlatmışımdır.

emre ve murat'ın bu işlerini beğenmemin sebebi, çekimin başından sonuna bir ruhunun olması, model seçimi, saç ve makyajın genel havayla örtüşmesi, styling'deki özgünlük ve durumun tabiatından eğlenceli ve karşı bir tavır sergilemesi. bu karşı tavır da şu: bu işin içinde olanlar bilir ki bir moda çekiminde kullanılan giysi ve aksesuarlar kıymetlidir. nasıl alındıysa, mümkün mertebe aynı şekilde iade edilmesi gerekir. özellikle de ayakkabılar. ayakkabılar altları dış çekimlerde zarar görmesin diye bantlanır etc. kumsalda yapılan bir çekimde ise tamamen korunması gerekir. tabi eğer dergi tarafı bu masrafları karşılamıyorsa.

murat burada modelin ayakkabılarının üstüne poşetler geçirmiş. aynı sebepten veya değil. ben ikisi de diye düşünüyorum ama müthiş bir şey yapmış. sırf bu yüzden poşetli çekim diyenler var. ben ise modayı ciddiyetinden soyutladığı ve ironik bulduğum için bu hikayeyi hemen bastım..

15 Temmuz 2009 Çarşamba

GÖZLER NE KADAR YALAN SÖYLEYEBİLİR Kİ?






aaron huey'in kısa bir süre önce gittiği yemen'de çektiği bu fotograflarda yaşları 19-21 arasında değişen üniversite öğrencisi ve gazeteci kızlar var. kimisi doktor olmak istiyor, kimisi görünmez olmak için çarşafa bürünyor ve hip-hop dinliyor, kimisi batı'yı islam'ı yalnızca terörden ibaret olduğunu düşündüğü için kınıyor, kimisi çarşaf giymek zorunda, kimisi ise tercih ettiği için giyiyor. bu genç kızların gözlerinde yemen var, neşe var, hüzün var, dikkatle bakın..

10 Temmuz 2009 Cuma

CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.15- ERKUT TERLİKSİZ/İLLÜSTRATÖR/RESSAM/SANATÇI




erkut terliksiz sağlam sanatçılardan. illüstrasyonları ve resimleri kendine özgü ve çarpıcı. bir süre ortalarda yoktu askerlik nedeniyle. fakat askerden döner dönmez aldığı teklif onu kendine getirdi ve aslına rücu etti. babylon alçatı'ya gidenler onun resimlediği duvarları ve birtakım objeleri görebilirler. bir ingiliz kadının "happy guernica" olarak gayet yerinde yorumladığı işler yaz boyunce alaçatı babylon'da tatil yapanların keyfine keyif katacak. yakın tarihlerde yurtdışında yepyeni resimleriyle sergiler açacak olan erkut terliksiz ile online konuştuk.. buyurun..

Erel
pşşt, hala cunda da mısın?

15:00Erkut
neiin
15:00Erel
e güzel..

15:00Erkut
..
15:01Erel
ne diicem, seninle alaçatı'daki işleri konuşmak istiyorum, bayıldım!

15:01Erkut
olur canım
15:01Erel
o zaman başlayalım..

15:02Erkut
burdan mı konuşuyoruz?
15:02Erel
anlatsana sen, babylon alaçatı'nın duvarlarını, sağını solunu boyadın..
evet buradan konuşuyoruz, esprisi o zaten..
nasıl gelişti, n'oldu?

15:02Erkut
piff
ok
BRAVOISTANBUL ulaş'ın (ulaş eryavuz) fikriydi
15:03Erel
öyle mi? ee??

15:03Erkut
asker sonrası süper motivasyon
hem tatil hem iş
15:03Erel
tahmin edebiliyorum..

15:03Erkut
çok eglendim
15:04Erel
peki bir brief var mıydı?

15:04Erkut
yaz
mutluluk
15:04Erel
daha ne olsun tabi.. engin bir konu işte..

15:04Erkut
hehhee
evet
15:04Erel
peki ne kadar sürdü?

15:05Erkut
10 metre duvar
15:05Erel
ve de başka elemanlar..

15:05Erkut
15 gün sürdü
ama agırlıkla tatil yaptım
15:05Erel
aslında kısa bir süre..

15:05Erkut
yani hiç çalışmadıgım günler vardı
saolsun Toni
hadi şu koya gidiyoruz, hadi buraya gidiyoruz deyip bayağı gezdirdi bizi
15:06Erel
ohhh..
yanı sıra çalıştın yani..

15:06Erkut
alaçatı'yı bir de toni'yle gezmek lazım
15:06Erel
öyle mi??!!

15:06Erkut
aynen
ingiliz bayan
15:07Erel
toni ingiliz bayan mı oldu?? hehe

15:07Erkut
geçerken Happlaf attıy guernica diye
uy
du yazamadım
15:07Erel
kafan iyi galiba..

15:07Erkut
yok toni babylon alaçatı'nın müdürü
15:07Erel
biliyorum yahu
espriydi..

15:07Erkut
heh ok
ingiliz bayan geçerken Happy Guernica diye laf attı
acaip motive etmişti beni
15:08Erel
vayyyy.. güzel bir iltifat ve yorum..

15:08Erkut
evet
iyi gelmişti güneşin altında
15:08Erel
gelmez mi..
peki o iş orada kalacak ve seneye solup gidecek m
i?
15:09Erkut
yok
toplanacak
15:09Erel
duvar mı toplanacak?

15:09Erkut
birbirine eklenmiş su kontrası
10 ya da 12 tane
numaralılar
taşınırken sökülüp yeni yerine gidecek
15:09Erel
aa, süper o zaman ama gene de solacak..

15:10Erkut
yani yeni yeri olursa
15:10Erel
yeni yeri derken?
yani seneye mi?

15:10Erkut
evet
15:10Erel
güzel, yoksa yazık olur..

15:10Erkut
:)
15:11Erel
peki.. yazdan sonra ne var? plan, program, proje?

15:11Erkut
eylül de Londra'da bir sergi
bayağı iyi olucak
sonra isveç'de var bir sergi
15:12Erel
ne sergisi? var mı hazırlık?

15:12Erkut
çalışıyorum sürekli
15:12Erel
yaşasın.. çok sevindim..

15:13Erkut
uzun bir süredir devam eden resimleri sonlandırıyorum
yeni işlere başlıyorum
15:13Erel
cunda da mı yapıyorsun?

15:13Erkut
hehee
15:13Erel
:)

15:13Erkut
istanbul'dayım
15:13Erel
doğru, pardon..

15:13Erkut
ne acayip yermiş bozcaada, cunda
ben ilk defa gittim
müthiş
15:14Erel
güzel bir yer, ben de bayılıyorum
peki, erkutcum, çok teşekkürler sohbet için..

15:15Erkut
:)
ben teşekkür ederim erelcim..

THE HOURS & DAMIEN HIRST


the hours'un yeni albümü çıktı. hem de nasıl. bildiğiniz cd formatında filan değil bir kere. özel bir usb anahtarı yeni albümün sadece mp3 formatında bilgisayarınıza yüklemenizi sağlamıyor, aynı zamanda damien hirst'ün illüstrasyonları, fotoğraf ve video'larını izleyebiliyorsunuz. bence müzik piyasasında bu türden birleşmeler çoğalacak. müzik, moda ve sanat öteden beri birbirini besliyordu ama artk ayrı düşünülemeyecek.. haa, bu özel albüm nerede mi satılıyor. paris'te colette'de var. başka nerede olduğunu artk siz araştırıp bulun..

PEKALA NEREDE KALMIŞTIK?!!...


biliyorum, haftasonu dedik ama daha uzun sürdü. tatil yapma hakkımızı kullandık, bir süre gözden uzak kaldık. hemen ayağımızın tozuyla giriyoruz mevzuya. bir kere güneyde de olsa, batı da olsa insan her yerde insan. bunu tesbit ettik; içimiz rahat. içilen içkiler, deniz kıyısında, kumsalda, kalede, ormanda da olsa aynı etkiyi gösteriyor.. yarından sonra dünyada, dolunaydan sonra ne olmuş, bizi ne gibi felaketler ya da güzellikler bekliyor, yeni heyecanlar var mı? gezegenin ısısı her yıl 2 derece yükseliyor mu, yükselirse ebelerimiz ne der, ne yapar; hepsinin sırrını öğreneceğiz hep birlikte.. yazıyı taçlandırdığımız fotoğrafın bağlamını aramak nafile bir çaba olur, oraya hiç girmeyelim, önümüze bakalım falan filan..