7 Ağustos 2008 Perşembe

leonard, dance me to the end of love..


Hayat›n›zda bir kere Leonard Cohen’in melankolisine yakaland›ysan›z, bir daha asla kurtulamazs›n›z. Onun monoton ve ayn› zamanda büyüleyici sesinde kalbinizi delen bir fleyler vard›r. Onu dinlerken kaderinize teslim olur ve s›rad›fl› müzi€inin sizi ele geçirmesine izin verirsiniz.

Önümüzdeki ay 74 yafl›na basacak olan Kanadal› müzisyenin bafllang›çta niyetinin müzik olmad›€›n› biliyor muydunuz? 13 yafl›nda gitar çalmay› ö€renip, k›sa süre sonra Montreal’in kafelerinde müzik yapsa da, edebiyat her zaman ön planda olmufl Cohen için. Üniveristeden mezun olmadan önce yarat›c› yaz›n dal›nda MC Naughton ödülünü alm›fl. 1955’te mezun olduktan sonra da edebiyatç› olarak hayata at›lm›fl.

‹lk kitab› “Let Us Compare Mythologies” bir sene sonra elefltirmenlerin be€enisini kazanm›fl. Ard›ndan “The Favourite Game” (1963) ve “Beautiful Losers”romanlar› gelmifl. Kad›nlarla olan say›s›z iliflkisi, uyuflturucu deneyimleri, seyahatleri ve fliirlerinin kendine has tonu, Cohen’i 60’lar›n ortas›nda ünlü bir adam yapm›fl.

Sahnedeki müzikal ç›k›fl›n› 30’unu geçtikten sonra 1967’de Newport Folk Festival’de yapm›fl. Ard›ndan biletlerin kap›fl kap›fl sat›ld›€› New York’ta verdi€i konserler ve televizyon röportajlar› gelmifl. Yazardan flark› söyleyen flaire dönüflen Cohen 1968’deki ç›k›fl albümü “The Songs Of Leonard Cohen” ile söz yazar› ikonuna dönüflüvermifl. Üstelik fliiri ve müzi€i hiç de genel müzik zevkine uygun olmad›€› halde. Koyu ve sade aranjmanlar, monoton ve ritmik olmayan ve insan›n içini deflen sözleri parçalar›na manik depresif karakter kazand›rsa da, Cohen insanlar›n gönlünü çelmeyi baflarabilmifl.

“Songs From A Room”, (1969) ve “Songs Of Love And Hate” (1971) ayn› yönde giden sonraki albümler ve fazla heyecan yaratmam›fl albümler ayn› zamanda. Ancak “The Best Of Leonard Cohen” ile 1975’de bafllang›çtaki flöhretini yeniden yakalayabilmifl. 70’lerin sonlar›na do€ru yaz›n hayat›na a€›rl›k veren Cohen, 80’lerin sonuna do€ru “I’m Your Man” (1988) ile sa€lam bir dönüfl yapm›fl. Bilinen melankolik flark›lara dikkatlice serpifltirdi€i neflesiyle onu yeni tan›yanlar› da kazanm›fl. 90’larda ise “The Future” (1992) MTV kufla€›n›n bile ilgisini çekebilmifl albümlerden. Yönetmen Oliver Stone da hiç tereddüt etmeden “Natural Born Killers”deki kahramanlar›n›n kanl› maceralar›n›n alt›na “Wating For The Miracle” parças›n› döflemifl.

Derken Kanadal› bu büyük ses susmufl. Cohen, Zen ustas› Roshi için yemek yapmak üzere Los Ageles’teki Zen manast›r›na kapanm›fl. Ancak 2001’de 1979’daki canl› kay›tlar› toplamak için tekrar yaflam sinyalleri vermifl. Asl›nda bu sinyal ayn› y›l piyasaya ç›kan “Ten New Songs” albümünün de habercisi olmufl. Pek tipik olmayan bu Cohen albümünde sözler Cohen’e ait. fiark›lar› ise uzun y›llar birlikte çal›flt›€› Sharon Robinson seslendirmifl. Keyboard yüklemeli bu albüm Cohen’in müzikal yaflam›nda tekrar hayal k›r›kl›€›na yol açm›fl. Ekim 2004’te ç›kard›€› “Dear Heather” ise neflesi ile “The Future” tad›nda bir albüm olarak gönülleri yeniden fethetmeyi baflarm›fl.

2006’da film projesi “Leonard Cohen – I’m Your Man”de Jarvis Cocker, Rufus Wainwright ve Nick Cave gibi müzisyenler yer alarak Cohen’e olan sayg›lar›n› dile getirmifller...

Cohen benim için hakk›nda bu mesafeyle kalem oynatmak istemeyece€im kadar özel biri asl›nda. Onun benim ruhuma dokundu€u ilk zamanlarda 14-15 yafllar›ndayd›m. Bir kuzenimin bana getirdi€i “New Skin For The Old Ceremony” albümü o dönemler Pink Floyd’dan ald›€›m hazdan bile öteye geçti. Sözlerini tam tam›na anlamak için giriflti€im çabalar, günlerce odama kapan›p dinledi€im o güzelim flark›lar hayat boyu bana efllik etti ve etmeye devam ediyor. Müzi€e meftun herkesin, içinde Leonard Cohen’e yer açabilmesi için geç de€il diye düflünüyorum.

3 Ağustos 2008 Pazar

björk dünyayı kurtarabilir mi?


müziğin belki hiçbir şeyde olmayan birleştirici bir gücü var. peki ya björk kadar özel bir müzisyeni sevmek, müziğini anlamak kolay mıdır? björk 'debut' albümüyle 90'ların başında ortaya çıktığında özel sound'uyla bunu başarmış olabilir. ancak sonradan çıkardığı albümler artık başka türlü müzik okumalarını zorunlu kılıyordu bence. müziğini ilk çıkardığı albümüyle seven, hatta sugar cubes zamanlarından, hatta ilk gençlik deneyselliklerinden tanıyıp sevenler bile bazı albümlerinde tökezlemediler mi? björk asılnda başından itibaren yaptığını daha masif bir şekilde yapıyordu, o kadar. içinden geldiği gibi (instinctive) bağırıyordu, itiraz ediyordu. björk'ü stil ikonu yapmak modanın işi/işgüzarlığıydı. böyle bir ses, böyle bir beyin kendini başka türlü ifade edemezdi ki zaten... bu akşam istanbul'da kuruçeşme arena'daki konsere gideceğim. björk'ü kendim için, bildiğim gibi, tekil olarak dinleyeceğim ve bir dünya müzisyenini seyrediyor olmak gibi bir derdim olamayacak. bir müzisyeni ya da bir filmi ya da herhangi bir şeyi seçip, sevip, ruhunuza kattığınız, o özel bağı kurduğunuz zaman, o "şeyle" geçirdiğiniz zamanın değeri de nasıl tarifsiz oluyor, anlatamam.. ben bütün günümü kendimi björk'e hazırlayarak geçireceğim ve björk'ün en azından bugün dünyayı kurtaracağına inanacağım..