3 Ağustos 2008 Pazar

björk dünyayı kurtarabilir mi?


müziğin belki hiçbir şeyde olmayan birleştirici bir gücü var. peki ya björk kadar özel bir müzisyeni sevmek, müziğini anlamak kolay mıdır? björk 'debut' albümüyle 90'ların başında ortaya çıktığında özel sound'uyla bunu başarmış olabilir. ancak sonradan çıkardığı albümler artık başka türlü müzik okumalarını zorunlu kılıyordu bence. müziğini ilk çıkardığı albümüyle seven, hatta sugar cubes zamanlarından, hatta ilk gençlik deneyselliklerinden tanıyıp sevenler bile bazı albümlerinde tökezlemediler mi? björk asılnda başından itibaren yaptığını daha masif bir şekilde yapıyordu, o kadar. içinden geldiği gibi (instinctive) bağırıyordu, itiraz ediyordu. björk'ü stil ikonu yapmak modanın işi/işgüzarlığıydı. böyle bir ses, böyle bir beyin kendini başka türlü ifade edemezdi ki zaten... bu akşam istanbul'da kuruçeşme arena'daki konsere gideceğim. björk'ü kendim için, bildiğim gibi, tekil olarak dinleyeceğim ve bir dünya müzisyenini seyrediyor olmak gibi bir derdim olamayacak. bir müzisyeni ya da bir filmi ya da herhangi bir şeyi seçip, sevip, ruhunuza kattığınız, o özel bağı kurduğunuz zaman, o "şeyle" geçirdiğiniz zamanın değeri de nasıl tarifsiz oluyor, anlatamam.. ben bütün günümü kendimi björk'e hazırlayarak geçireceğim ve björk'ün en azından bugün dünyayı kurtaracağına inanacağım..

Hiç yorum yok: