12 Eylül 2009 Cumartesi

URA'DAKİ KUĞULU ŞATO VE DİKKAT SANAT VAR..


sergi haberlerini verip gitmemek olmaz. önce şunu bilmek lazım tabi. bir sanatçının işini mi sevip sergisine gidiyorsun yoksa çektiği kitleyi görmek için mi? kim ne derse desin, sanatın sadece sanat olduğunu ben görmedim. açılışa gidiliyorsa elbette sanattan ziyade etrafta kimler var diye gidiyorsun. bu yüzden dün akşam mısır apartmanı bienal açılışından daha hareketliydi. (biraz orayeğincilik, biraz onurbaştürkcülük yapacak olursak, ayak üstü melis'le (ağazat) galerist'te konuşurken yanımdan murat tabanlıoğlu ve ayşe boyner geçiyordu, o sırada ferhan istanbullu bir tanıdığıyla koyu bir sohbete dalmıştı.. hahaha..) konuyu uzatmadan ura'daki tek işlik sergiye gelmek istiyorum; galiba dün akşam gittiğim sergilerden beni en çok etkileyen bu iş oldu. kuğu ve hayalet. ak mekanın köşesinde karanlık bir şato yerleştirmesi. kumdan hissi veren, dokunsan dağılacak, hayaletini arar gibi, minnet eder gibi, belleği ve ihtişamı ise kuğunun varlığında gizli olan bir monstrum...

Hiç yorum yok: