dün akşam açılış galası olan !f istanbul resmen başladı. festivalin kurucularından pelin turgut, tüm yorgunluğuna rağmen festivali, favori filmlerini ve festivalin 10. yılı ile ilgili düşüncelerini skype üzerinden az önce anlattı..
erelada: hepimizi heyecan sardı festivalle ilgili.. herkes listelerini yaptı ya da yapıyor, merak ediyor, sizin cephede son durumlar nedir?
Pelin Turgut: dün geceden biraz kalma :)) açılış gecemiz vardı fitaş'ta. feist'ın ses/ışık/gölge oyunları yapan ekibi geldi. burada candaş'larla birleştiler. ortaya inanılmaz bir performans çıktı. tabii ki ağladım! fitaş'ın en üst katında -hangar gibi post-endüstriyel bir mekan- güzeldi. film womb/rahim. yönetmeni benedek geliyor! iki filmini gösterdik daha önce. bu ilk 'mainstream' filmi. çok acaip...
erelada: yani izle ve gör diyorsun; harikaymış.. ağlamaz mısın, bu arada 10. yılınıza girdiniz öyle değil mi? yani bir de öyle bir özelliği var bu yılki festivalin..
Pelin Turgut: 10. yıl, eveeet!!
erelada: peki bizi neler bekliyor başka.. biraz fısıldasan..
Pelin Turgut: çook konuklu bir yıl. onları kaçırmamalı diyorum; zira yönetmen sohbetli film, baska türlü bir keyif..
erelada: haklısın, benedek geliyor dedin, başka kimler var sürprizli konuk kontenjanından?
Pelin Turgut: andrew mcclean (on the ice), braden king (here), charien dabis (amreeka), havana marking (afgan star), tatiana issa (dzi croquettes), ha tabi IT Crowd'dan falan bildiğimiz chris morris, alejandro jodorowsky... sonra canlı sinema mevzusu var. bu haftasonu iki kere "Utopia in 4 Movements" gösteriyoruz. yönetmeni sam green, epey bilinen iyi bir belgeselci. 4 müzisyenle geliyor. tamamen live, ses, müzik ve görüntü ve seyirci katılımı. sundance'de görenler yılın en acayip seyriydi diyorlar, cok merak ediyorum. bir de zare. kürtlerin geçtigi ilk film diye geciyor, 1927 yapımı. ermenistan'dan kopyası özel geliyor. kendisi bile canlı tarih bir şekilde. üzerine tara jaff müzik çalacak. bir de etkinlikler diyeyim; o açıdan zengin bir yıl. çogu da ücretsiz. jodorowsky salı gecesi konuşacak mesela, çok önemli.. atölyeler var. sundance'den gelen kalabalık bir ekip var. 26'sı cumartesi full gün senaryo ve film üzerine sohbet, panel, case study vs.. animasyon atölyesi- geoff marslett ile, kendisi Mars filminin de yönetmeni. çok düşük bütçe ama şahane görüntü, farklı bir teknik geliştirmiş, onu paylaşacak. film de inanılmaz sempatik! bir de mubarek, mısır, social media derken "Flowers of Evil"dan bahsetmeli..
erelada: anladığım kadarıyla daha dolu, daha interaktif bir yıl, ne dersin? harika, insanın işi gücü bırakıp festival insanı olası geliyor ama bizim gibi ağır iş insanları için pek mümkün değil maalesef... peki festivalin gelişimiyle ilgili son 10 yıla baktığında ne düşünüyorsun?
Pelin Turgut: valla fest için tatil izni kullanan arkadaslarımız var :) geriye baktığımda her şey organik bir biçimde gelişmiş diyorum, o da hosuma gidiyor..
erelada: bir de sizin partiler de kaçmaz.. peki senin en favori filmlerin hangileri diye sorsam..
Pelin Turgut: partileri unutmayalım haklısın. bu cuma acılış- horse meat disco! ofiscene bir haftadır dans ediyoruz.
erelada: :)))) orda olmalıyız mutlaka!!
Pelin Turgut: favor film konusu zor ya. bu sene mottom, bir tane kesin gitmem diyecegimiz bir filme gidelim. ben de yapacağım :) LA Zombie olacak galiba, korksam da... yani hep başka yerlerden bakabilmek ya olay; four lions'ı çok beğeniyorum. bence atlandı bu yılki ödüller mödüller durumlarında, çok güclü bir film.
erelada: genelde öyle olur ya, bazı filmler fazlasıyla öne çıkarılır ama arada güme giden ne harikalar vardır..
Pelin Turgut: living on love alone - fransız, genç, ask da var ama daha ziyade 23 yaşında olmanın filmi. o kadar öyle ki, içim burkula burkula seyrettim.. inside job mutlaka, zaten oscar adayı. 2008 krizi. kimin eli kimin cebinde, net net toparlıyor; sinemadan alev almış bir şekilde çıkıyorsun.evet, evet küçük filmleri sevelim :)
erelada: bu ülkede zaten alev alevken, yanıp kömür olacağız o zaman.. :)
Pelin Turgut: açılım bölümü ve kürt filmleri demem lazım şu noktada galiba...ülke, alev demişken. bu yılki tema dağdakiler. sozdar ve women of mont ararat, kadın gerillaları anlatıyor. mutlaka görmek lazım..
erelada: türkiye'de zaten muhalif söz söyleyen yegane festival if gibi geliyor bana..
Pelin Turgut: :)) ne güzel..
erelada: öyle ama.. ve de buna çok ihtiyaç var, hele ki medya bu kadar kapana kıstırılmışken..
şenlikli, muhalif ve uyanık; sizin mottonuz bu olmalı.. :)
Pelin Turgut: bağımsız kafalar lazım, evet. ama işte başka başka kanallar da açılıyor bir yandan
çok güzel söyledin. şenlik ve muhalifi aynı cümlede daha çok görebilsek ne guzel olur
erelada: değil mi ve de daha çok muhalif ve bağımsız söz söyleyen işler, organizasyonlar..
Pelin Turgut: evet. bunu da şenlikle yapabilmek...
erelada: pelincim, çok teşekkürler vakit ayırdığın için..
Pelin Turgut: sana asıl çoook teşekkür. ya sinema ya da partide görüşmek üzere diyorum o zaman..
erelada: evet, kesinlikle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder