31 Ocak 2010 Pazar
GÜNÜN MÜZİĞİ: FOL CHEN-NO WEDDING CAKE
dışarısı "triste" olabilir. neşeli bir pazar için fol chen'den güzel bir parça seçtim size.. yeni albümleri üzerinde çalışan ve nisan'dan itibaren liars ile birlikte turneye çıkacak olan fol chen'in müziğini seveceksiniz..
KAÇ FAKTÖRLE KORUNURUM CEHENNEMDE YANMAKTAN?
110'un "kral çıplak" isimli parçasında geçiyor bu söz.. türklerin de iyi müzik yapabildiğini kanıtlayan yeni gruplardan.. yeni albümleri "sıfır" ile epeyce ilgi toplayan grup dinlenilmeyi, izlenmeyi hakediyor..
30 Ocak 2010 Cumartesi
CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.31-AYZIT BOSTAN/MODACI/TASARIMCI/SANATÇI
bizde pek bilinmese de, ayzıt bostan almanya'nın en iyi tasarımcıları arasında. kendi markası, bree için yaptığı çanta tasarımları ve de yakında ortaya çıkacak ayakkabı koleksiyonu ve sayısız ödülleriyle mühim bir şahsiyet.. vanity fair, vogue, monocle gibi dergiler peşinde.. yakında gerçekleşecek olan film projesi ve farklı sergilerle deli bir meşguliyet içinde olsa da, skype üzerinden röportaj yapma teklifimi memnuniyetle kabul etti.. buyurunuz.. (orjinal metin altta - deutsch text siehe nach dem türkischem text)
erelada: biraz baştan alacak olursak, moda yapmak için en büyük motivasyonun neydi? ( merak etme, sıkıcı sorular sormayacağım ama insanlar seni çok fazla tanımıyor bu ülkede:))
svvindle: güzel kıyafetleri alacak gücüm olmadığı için ve de herkes gibi giyinmeyi sevmediğim için sanırım..
erelada: yani önce kendin için kıyafetler mi yaptın, doğru mu anladım?
svvindle: evet! ve de arkadaşlarım için.. çünkü onlar stilimden hoşlanıyorlardı..
erelada: ben de beğeniyorum stilini.. hangisi daha heyecan verici dersin; fikir bulmek ve uygulamak mı yoksa başarı ve şöhret mi?
svvindle: tavrın net ve kararlıysa başarı kendiliğinden geliyor. ama feedback iyi bir şey tabi ve de insanı motive ediyor..
erelada: bence de.. şu aralar birkaç proje üzerinde çalıştığını okudum.. anlatsana..
svvindle: önümüzdeki hafta münihte bir sergim var. serginin olcağı yerde pazartesi günü bir film çekiyorum. bu film orada gösterilecek. bir başka gün esinlenmeyle ilgili bir işm gösterilecek. onun iş için konstantin grcic ve bir sanatçı kolektifi (vvork.com) ile birlikte çalışıyoruz..
erelada: harika, gelmeyi çok isterdim. moda, fotoğraf, müzik ve sanat hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaşıyor. örneğin müzik senin hayatında da merkezde yer alıyor bildiğim kadarıyla..
svvindle: eveeet! müziğe bayılıyorum..müziksiz yaşayamam. sanatın en dolaysız şekli bana göre.. HURTS'ü biliyor musun?jaaa!
erelada: evet, bir aşinalık var ama pek tanıdğım söylenemez. iyiler mi?
svvindle: evet, daha albümleri çıkmasa da müthişler ve süper klipleri var..( http://www.youtube.com/watch?v=tBdG87WkwFg)
erelada: tamam mutlaka seyredeceğim.. almanya'da popüler olmak,türkiye'de neredeyse hiç tanınmamak.. önemsiz bir konu mu senin için?
svvindle: çok yazık aslında.. almanya'da yaşadığım için türkiye'deki moda çevresiyle hiçbir kontaktım yok.. yakınlarda moda haftası olacağını duydum, nasıl?
erelada: bence gayet başarılı. yurtdışında da ilgi görüyor. ikincisi düzenleniyor. ben de merak ediyorum..
svvindle: büyük bir şey - kesinlikle şart!
erelada: aynen.. kendi markan, bree için yaptığın çanta koleksiyonu, sinema ve tiyatro için kostüm tasarımları.. nasıl devam edecek her şey?
svvindle: başka firmalarla kooperasyonlar artsın istiyorum..
erelada: hangi firmalar geliyor aklına? ben mesela fred perry derdim, nedense..
svvindle: fred perry çok cool, evet.. bir de ayakkabı tasarımları yapmak istiyorum. ilkini yaptım, harika oldu.. (ayzıt bana fotoğrafını gönderdi ayakkabının ama mlsf şu an fotoğrafını yayınlıyamıyoruz.. yakında!!)
erelada: çok beğendim.. üretimine başlandı mı peki? herhalde satışı sadece allmanya'da olacaktır..
svvindle: ve de styleserver üzerinden online olarak..
erelada: türkiye'den de sipariş alacak mısınız?
svvindle: evet..
erelada: heyy, süper.. peki son olarak, münih'te yaşamak nasıl bir şey? yani berlin ile kıyaslayınca hala bir taşra değil mi?
svvindle: münih süper bir yer. bütün arkadaşlarım burada ve burada çalışmak çok zevkli. ben iki şehri de seviyorum..
erelada: umarım istanbul'a da gelirsin.. burada da bir şeyler yapmalısın..
svvindle: kesinlikle. ben de seninle tanışmak istiyorum ve işlerimi sergilemek de isterim!!.. çok teşekkür ederim sohbet için..
erelada: ben teşekkür ederim.. yakında görüşmek üzere.. sevgiler..
*******
deutsch text:
erelada: wenn's ein wenig von anfang an sein soll, was hat dich motiviert mode zu machen? (keine sorge, ich halte es kurz mit diesen langweiligen fragen aber es muss sein, wegen ahnungslose:))..)
svvindle: richtig gute kleider konnte ich mit nicht leisten, und wollte aber nicht wie alle anderen angezogen sein
erelada: hast also zuerst für dich kleider gemacht, darf ich das so verstehen?
svvindle: ja! und dann für freunde weil sie meinen stil mochten..
erelada: find ich auch super deinen stil.. was ist spannender; ideenfindung und umsetzung oder erfolg und ruhm?
svvindle: der erfolg kommt , wenn die ideen und die haltung gut und konsequent sind, natürlich macht feedback spass und motiviert einen weiter..
erelada: denk' ich auch.. ich habe gelesen, dass du im moment ein paar modeprojekte am laufen hast. kansst du darüber erzaehlen?
svvindle: ich habe nächste woche eine ausstellung in münchen, ich werde am montag einen film drehen in dem raum, wo er auch gezeigt wird, und habe für einen weiteren abend zum thema inspiration freunde eingeladen.. konstantin grcic und eine künstlergruppe vvork.com
erelada: klasse, waere gerne dort gewesen.. mode, fotografie, musik und kunst kommen sich immer naeher. musik zum beispiel steht bei dir auch so ziemlich im mittelpunkt denke ich..
svvindle: jaaa! ich liebe musik! ich könnte ohne sie nicht leben, sie ist eine sehr direkte kunstform,.. kennst du HURTS?
erelada: ja, kenne ich aber bin nicht ganz vertraut. sind die gut?
svvindle: ja, sie haben auch noch kein ganzes album, machen aber echt tolle musik und super clips http://www.youtube.com/watch?v=tBdG87WkwFg
erelada: toll, werd' ich mir ansehen.. berühmt in deutschland, kaum bekannt in der türkei. ist es dier egal?
svvindle: finde ich sehr schade..dadurch dass ich in deutschland lebe habe ich keinen richtigen kontakt zur modeszene in der türkei..jetzt gibt es ja auch 1 modemesse in istanbul, wie ist sie?
erelada: ist gar nicht übel und hat auch viel resonanz bei der intarnationel presse gefunden. es wird zum zweiten mal veranstaltet. wurde auch zeit.. es gibt bei uns auch gute deseigner mittlerweile..
svvindle: zum glück - muss sein!
erelada: genau.. eigene marke, taschenkollektion für bree, kostum design für theater und film, wie soll’s weitergehen?
svvindle: ich würde gerne mit weiteren firmen kooperieren..
erelada: vielleicht auch mit künstlern? welche firmen beispielsweise? mir kommt irgendwie fred perry in den gedanken, was meinst du?
svvindle: fred perry ist cool, und ich würde sehr gerne mehr schuhe machen, habe jetzt meinen ersten designed, der sehr schön geworden ist..
erelada: echt? cool!! wird auch bald produziert und verkauft?
svvindle: ich schicke dir ein testfoto von heute darf aber noch nicht veröffentlicht werden..
erelada: gibt's aber wohl nur in deutschland bzw. in münchen, oder?
svvindle: und online über styleserver
erelada: kann auch von der türkei bestellt werden?
svvindle: ja
erelada: heyy, toll.. jetzt zu guter letzt noch, wie gefaellt dir das leben in münchen? oder ist münchen verglichen mit berlin vielleicht doch noch ein dorf?
svvindle: münchen ist toll- wegen meinen freunden, man kann super arbeiten , berlin ist auch sehr toll, ich mag beide städte in deutschland
erelada: hoffe, dass du auch mal nach istanbul kommst.. vielleicht können wir hier etwas organisieren.. eine show vielleicht? ich würde gerne mit dir in kontakt bleiben..:)
svvindle: ich möchte dich unbedingt kennenlernen wenn ich in istanbul bin, und hätte wirklich grosse lust meine arbeit zu inszenieren?!!
erelada: super.. dann hoffe ich dass du dich meldest bevor du kommst..
.
svvindle: toll-danke dir und bin gespannt...
erelada: ich danke dir auch vielmals.. hat mich sehr gefreut.. bis bald.. liebe grüsse..
28 Ocak 2010 Perşembe
HAITI'YE YARDIM GECESİ @ BABYLON
haiti depremi üzerinden iki hafta geçti. yaralar açık. ölü ve yaralı sayısı korkunç. başkent port-au-prince nerdeyse tümüyle yokolmuş vaziyette. yüz binlerce insan sokakta. aç ve sefil.. müzik dünyada olduğu gibi bizde de yardım için çağırıyor. babylon, 1 şubat’ta çengi performing art ve UNICEF’in desteği ile düzenlenen haiti’ye yardım gecesi için kapılarını açıyor. ayça şen’in sunuculuğunu yapacağı bu gecede teoman, baba zula, bora uzer, sakin, can hatipoğlu, the revolters, ayşegül yeşilnil, alihan samedov, brenda gibi isimlerin yanı sıra dans toplulukları da sahne alacak.. bu gecede tüm müzik ve yardımseverler saat 20:00 – 01:00 arasında babylon’a bekleniyor. bir bilet alarak haiti’ye yardım edebilirsiniz!!!
27 Ocak 2010 Çarşamba
ISTANBUL FASHION WEEK II'YE AZ KALDI
türkiye'nin resmi moda haftası IFW 2010 başlıyor. türkiye'nin önde gelen tasarımcıları ve hazır giyim markalarının 2010-2011 sonbahar/kış koleksiyonları 3-6 şubat tarihlerinde görülebilecek.. geçen sefer istanbul'da değildim, bu sefer kaçmaz!
yer: santralistanbul
!F İSTANBUL İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI..
yine birbirinden özel filmleri, partileri ve sıradışı etkinlikleriyle !F istanbul kapıda. 11.-21 şubat'ta istanbul'da başlayacak olan bağımsız film festivali ile ilgili herşeyi internet sayfalarından öğrenebilirsiniz. acele edin.. (foto: dünyanın çivisi bölümünde gösterilecek olan 'apartman projesi'nin kurucusu selda asal'ın yönettiği "hey dünya, duy sesimi" isimli filmden.)
26 Ocak 2010 Salı
THE CLASH -LONDON CALLING 30 YAŞINDA
the clash'in 30 yıl önce çıkardığı london calling albümü müzik tarihinde yerini çoktan aldı. albümün vinyl replika edisyonu basıldı. converse gibi bazı markalara da fırsat doğdu. converse de gruba hakkını bildiği yoldan teslim etmek istemiş haliyle.
25 Ocak 2010 Pazartesi
HOT CHIP'İN "AMATÖRLÜĞÜ" MAZİ OLDU..
Hot Chip - One Life Stand (MySpace Exclusive)
Hot Chip | MySpace Music Videos
bir önceki on yıldan elimizde ne var? terör, iklim sapıtması, savaş ve kriz.. hot chip 4. albümüyle sıfırlı yıllara pozitif bir yükleme yapıyor. google'dan birkaç yıl sonra, facebook'tan birkaç yıl önce, 2000'de kurulan grup, "cool"luğun ekonomisini bozanlardan. bıyık, kalın çerçeveli gözlük, dijital saat, sebat ve ölümüne "nerd" olmak onların öncülüğünde başımıza örülen çorap. pop müzik yapmak isteyip de, indierock ve minimal house'u birleştirmek de onların başının altından çıktı.. "made in dark"tan 2 yıl sonra "one life stand" albümleriyle artık "aksak beats'lere , amatörlüklere" yer olmadığını söylüyorlar sağda solda. yön duygusu biraz şaşmış parçalar, acaba bu albümde "pop"laşarak dinleyicisini ne kadar memnun edecek bilmiyorum..
23 Ocak 2010 Cumartesi
CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.30-ÖVÜNÇ CİRELİ/SHOWHOW ORTAĞI
övünç cireli eğlenen ve eğlendirmesini seven biri. yıllar önce 2'debir'in parti projelerinde yaptığımız işbirliklerinde tanıştım onunla. efes pilsen'in event'lerinden sorumluydu. oradan ayrıldı. tolga dizmen ile birlikte showhow'u kurdular. derdi ve tasası değişmedi. yine insanları eğlendirmek ve yeni fikir ve projelerle insanların hayatlarını renklendirmek, değer katmak istiyor. sun.day.sky festivalinden sonra showhow "art by chance" projesiyle gündemde...
ovunc cireli: çok evci ve cici bir gün.. insanın evden çıkası gelmiyor, ne güzel..
erelada: hem de nasıl.. benim evden harika bir görüntü var.. maçka, kar lapa lapa.. müthiş!!
ovunc cireli: parka gidilir rüzgar kesilirse. maçka parkında kardan adam yapmaca, tepsi torba ile kaymaca..
erelada: hahahaha.. iyi fikir..
ovunc cireli: bu arada ilk partinizi yapıyorsunuz. hayırlı olsun eğlenceli olsun
erelada: evet evet çok heyecanlı, umarım hava muhalefeti yüzünden terslik olmaz.. parti demişken, sen de öyle bir adamsın,
fikir ve eğlence bir arada olan işler seviyorsun..
ovunc cireli: entertain etmeyi çok seviyorum. aslında herkeste olan bir duygu.. yaş günü kutlamaları ile her sene beslenen bir duygu herkes için.
erelada: :) doğru.. aslında en taze konu, şu anda sizin türkiye'ye getirdiğiniz festivali konuşalım.. çok heyecanlı..
ovunc cireli: sun.day.sky çok eğlenceli yazması bile.. sun.day.sky'dan mı bahsediyorsun?
erelada: ben art by chance'i kastettim.. nefis bir proje..
ovunc cireli: yaa evet. biz de ilk duyduğumuzda çok iyi bir fikir olduğunu düşündük. ve bu sene 2. si olacak festivalin nasıl kar topu gibi büydüğüne de şahit oluyoruz. art by chance'e gelince, filmi üreten, yayınlayan, sponsor olan ve izleyen, yani karşılaşan herkes için çok heyecanlı..
erelada: en heyecan verici olan tarafı bir şey yaratmak, kurmak ve büyüdüğünü görmek.. bir değer yaratmak bence..
ovunc cireli: evet.. geçen sene fikir ortaya çıkıyor ve 13 ülke 70 şehirde "art by chance" gösterime giriyor. bu sene 20 ülke 100'ün üzerinde şehirde yaklaşık 10.000 ekranda 30 sn'lik filmler oynuyor. yani fikir seviliyor ve kolayca yayılıyor..
erelada: muazzam! böylece pekçok genç yetenek için de alan açılmış oluyor.. böyle şeyler çoğalmalı..
ovunc cireli: evet oldukça genç insanların farklı teknikler kullanması çok güzel ve ilham verici.. genelde üniversite öğrencileri katılıyor veya yeni mezunlar..
erelada: katılım nasıl? şimdiden hareket vardır mutlaka..
ovunc cireli: türkiye de şu anda next generation medyanın sahip olduğu yaklaşık 600 ekran. hillside ile işbirliği içine girmek üzereyiz. güzel gelişmeler oluyor.. ocak ayında katılım çağrılarına başladık, şimdiden gelmeye başladı ama klasik bir son dakika sendromu olacağını düşünüyorum. mart ayı sonunda katılım bitiyor dolayısıyla mart ayı film yağacaktır eminim..
erelada: evet, evet.. "burası türkiye sendromu"..:) .. eminim süratle ilerleyecektir.. peki sana bir şey soracağım, istanbul 2010 ile ilgili ne düşünüyorsun? yani istanbul'un kültür başkenti olma meselesine kişisel bakışın?
ovunc cireli: gülüyorum. nedense ilk duyduğum zaman aklıma geliyor, yaklaşık 4 sene önce. ben bu işin bir yerinde olacacağım dedim hırsla
erelada: aynen..hahaha. sonra ne oldu?
ovunc cireli: şimdi ise duyduklarım, olanlar ve gelişmelerden dolayı uzaklaştım. bazı işler için teklif verdik konuştuk ilerledik ama enerji uyuşmadı anlaşılan. aslında benim hissettiğim içeride hep bir karışıklık olduğuydu..
erelada: gerçek değil gibi.. ilüzyon daha ziyade.. kimin enerjisinin uyuştuğu da ortada zaten..
ovunc cireli: evet ilüzyon ama umarım en azından istanbul kültür sanat hayatı için kalıcı bir mekan, düzenleme olur, yeni sanatçılar yeni olanaklar çıkar diye düşünüyorum sadece. pozitif olsun her şey!
erelada: umarım öyle olur ama bizim istanbul kültür sanat hayatına 2010 halüsinasyonundan bağımsız vereceklerimiz var diye düşünüyorum..
ovunc cireli: evet çok var daha..
erelada: istanbul'da en büyük ihtiyaç nedir sence?
ovunc cireli: huzuuuur
erelada: hahaha.. çok zor!! :) büyük şehirde huzur aramak??
ovunc cireli: ya zor olduğunu biliyorum ama çok hasta insan var gerçekten.
erelada: daha organize bir şehir olmakla alakalı, o yüzden zor.. ama doğru.. bosphorus hasta zaten hep..:))))
ovunc cireli: istanbul da ne lazım, bilmem, bilemedim ama bilinçli tüketici lazım, o kesin.
erelada: bazen şöyle düşünüyorum.. geçici olarak istanbul'u isveçlilere versek.. gelseler, biz de oraya gitsek.. değiş tokuş yapsak.. mesela birkaç yıl.. fena olmaz.. huzur dediğin için söylüyorum.. :)
ovunc cireli: farketmez yine aynı insanlarla olduktan sonra sanırım.. :)
erelada: sorun insan malzemesi yani..
ovunc cireli: baktığında adamlar da huzurdan sıkılmış. buraya geliyor, karmaşıklığa aşık oluyor ve kalıyor... ya bu yazışma gittikçe derinleşiyor ama erel, zorlanmaya başladım. ben o kadar derinlerde kaybolurum..
erelada: hahaha.. daha fazla bunaltmayacağım seni.. hızlı sorulara geçelim..
ovunc cireli: ok
erelada: en deli fikrin neydi?
ovunc cireli: bak bu da zor.. snowboard kayarken delilik yapardım..
erelada: ne gibi?
ovunc cireli: oradan buraya atlamak gibi... delikanlılık zamanı işte..
erelada: hahaha.. snowboard zaten öyle bir şey değil mi? oradan buraya atlıyorsun hep..
ovunc cireli: o zamanlar çok güzeldi aslında delilik açısından. her an deli bir şey yapmak. mesela bağdat caddesinde bir taraftan diğer tarafa hentbol topunu atarak oynardık insanların arasında. aynı şekilde frisbee. arabalar çarpardı, özür falan dileyip devam ederdik :)
erelada: bu delilik bak.. caddeyi bildiğim için..snowboard'dan da tehlikeli..
ovunc cireli: ne bileyim, delilik ansızın gelebiliyor, çok kimyasal bir durum. tabi bu durum entertain etmek fikrinden de çıkıyor.
erelada: ne güzel bu coşkun işine de yansıyor bence.. peki 5 yıl sonra nerede olacaksın?
ovunc cireli: sanırım showhow şirketimiz ile çok sevdiğimiz fikirleri hayata geçirdiğimiz festvallerimiz, şenliklerimiz ve projelerimiz olacak.
erelada: yani şirket büyüyecek.. o zaman başarı önemli senin için..
ovunc cireli: yurtdışından farklı ortaklıklar ve sinerji ortaklıklarımız olacak gibi gözüküyor. showhow da idea to entertain motto'lu işlerimizi arttıracağız. farklı yönlere sapacağımız günler de gelecek bunu biliyoruz. o zaman showhow değil farklı bir isim altında değişik projeleri hayat geçirmek istiyoruz. digital sanal ortamlar gibi. bizi çok heyecanlandıran işler var ilerisi için..
erelada: hepsi sırayla..:)
ovunc cireli: hayal kurmak güzel. evet sırasıyla..
erelada: her şeyin başı hayal kurmak bence de.. yoksa bankacı olurduk sanırım..
ovunc cireli: kesinlikle kurdukça gerçekleşiyor.
erelada: biz chat yaparken dışarıda göz gözü görmüyor kardan.. övünçcüm çok teşekkür ederim sohbet için.. sen şimdi kartopu oynamak istiyorsundur, eminim.. :)
ovunc cireli: woooow, evet yaaa.. çok güzel yağıyor, yaşasın.. ben teşekkür ederim erelcim..
21 Ocak 2010 Perşembe
GÜNÜN MÜZİĞİ: THE XX -VCR (MATTHEW DEAR REMIX)
matthew dear diye boşuna bağırmıyorum. işte dumanı üstünde tüten the xx parçası vcr'nin remix'i. ben susayım, parça konuşsun. (via stereogum)
The XX - VCR (Matthew Dear Remix)
MODADA ÇOCUKLUĞA DÖNMEK SERBEST YA DA YENİ SEZON ÇIKARTMALARINIZ HAZIR MI?
cool olmak için kendini hırpalayanlara küçük bir tüyo verelim; çıkartma modası kapıda. öncülüğünü de chanel yapıyor. mart başından itibaren tüm chanel mağazalarında satılacakmış. gerçek dövme passe, çıkartma baştacı..cikletlerden çıkan çıkartmalar da iş görebilir bence..
TERRY RICHARDSON NİHAYET BLOGOSFERDE!!
19 Ocak 2010 Salı
PORTFOLYO: LOVISA RINGBORG
1979 isveç (linköping) doğumlu fotoğrafçı lovisa ringborg'un işleri muazzam. yukarıdaki fotoğraflar 2005'teki ilk sergisi "wonderland"den. o zamandan beri pek çok kişisel ve grup sergileri gerçekleşen ringborg'un işlerini görmek için tıklayın. (friendfeed arkadaşlarımdan demode'nin dikkatini çekmiş, ben de paylaşmak istedim.)
DÜNYA’NIN EN ÇOK KİŞİYE ULAŞAN FESTİVALİ “ART BY CHANCE” İÇİN KATILIMLAR BAŞLADI
şehirlerin hızlı akan hayatına tesadüfi olarak renk katmak ve insanları şaşırtmak amacıyla hayata geçirilen “art by chance” ultra kısa film festivali için katılımlar başladı.
13 ülkede 70’i aşkın şehirde yüz milyonlara ulaşmayı hedefleyen “Art By Chance”, Ocak 2010 itibariyle turkey.artbychance.org sitesi üzerinden hayata geçti. dünyanın birçok ülkesinden sanatçıların ürettiği 30 saniyelik filmlerden yapılacak seçkiler, mayıs ayı boyunca dünyadaki halka açık alanlarda bulunan yaklaşık 10.000 adet dijital ekranda gösterime girecek.
ART BY CHANCE 2010’da bu senenin teması ‘ZAMAN’. metropollere yayılacak filmler modern insanın en büyük dertlerinden birinin şehir yaşamının kurgusunu nasıl değiştirdiğini ve zaman kavramının farklı belleklerde nasıl yer edindiğini keşfe çıkıyor. kurmaca, belgesel, animasyon ve video art‘ın her örneğine açık olan festivalde katılımcılardan zaman kavramını 30 sn’de işlemeleri bekleniyor.
ART BY CHANCE 2010’da “zaman” temalı filmler, izleyicisiyle alışılagelmişin dışına çıkarak film salonlarında değil gündelik hayatın içinde buluşacak. şehrin dört bir yanına yayılmış dijital ekranlarda hayat bulan festival, insanların günlük yolculuklarında karşılarına ansızın çıkarak ve zengin içeriğiyle monotonu kırarak dikkatleri üzerine toplayacak.
ART BY CHANCE katılımcılara festivalin internet sitesi turkey.artbychance.org üzerinden filmlerini yükleyerek online olarak da katılabilme kolaylığı sunuyor.
daha fazla bilgi ve sorular için:
showhow – alev ertem – 0535 288 16 76 – alev@showhow.com.tr
festival için son katılım: 26 MART 2010
MILK GONE MAD PAPER TOY SHOW
oyuncak sever misiniz? ben severim. hele kağıt ve oyuncak yan yana gelirse, bayılırım. milk gallery sesimi duymuş olmalı ki 21 ocak'ta türkiye'de ilk defa gerçekleşecek olan kağıt oyuncak sergisini açıyor. print et-kes-yapıştır ile yaratılan kağıttan karakterler milk'in event serisi "milk gone mad'in ilk ayağını oluşturuyor. sergiye katılan sanatçılar şunlar: Paper toys prensesi " Dolly Oblong ", Alexander Gwynne, Anıl Tortop, Bengi Gençer, Buğra Bayrak, Burak Şentürk, Çağrı Akyurt, 2mikrop, Derin Çiler ( Mekazoo ), Fatih Yılmaz, Uçman Balaban, Dyadic, Duygu Esentürk, Rüya Ögü, Ece Diçmen, Eric Wirjanata, Esra Arıcı, Gemma Correll, Japi Honoo, Luke Glood, Michael C. Hsiung, Milkyhead, Olcayto Cengiz, Pamela Halomoan, Sadi Tekin, Sernur Işık, Toygun Özdemir, Yusuf Gençer.
Adres:
Milk Gallery & Design Store
Şahkulu Mahallesi Galipdede Caddesi
Balkon Çıkmazı 8/A
Beyoglu
17 Ocak 2010 Pazar
GÜNÜN MÜZİĞİ: LINDSTROM & CHRISTABELLE -LOVESICK
son keşfim lindstrøm and christabelle. günlerdir sürekli dinliyorum. işte ilk albümleri "real life is no cool"dan seçtiğim bir parça:
Lindstrøm & Christabelle - Lovesick
BİR GÜN JOY DIVISION BİZE GELDİ..
alman spiegel dergisinin web üzerindeki yayının "eines tages" bölümü yakın geçmişteki spektaküler tanıklıkların yer aldığı bölüm.. 15 ocak 1980'de, yani 30 yıl önce, evvelki gün, joy division köln'de bir klüpte sahneye çıkmış. yazı bu konsere giden michael kloft tarafından kaleme alınmış. konserden 4 ay sonra ian curtis ölmüş ve joy division o gün efsane olmuş. kloft bileti atmamış ve yazısına eklemiş (bkz:foto). hoşuma gitti, paylaşmak istedim. (metni çevirmek için üşendim, özür dilerim..:(()
CITY EYES YA DA AMSTARDAM'IN İÇİ DIŞI
city eyes, DUS mimarlarının 2008'de gerçekleştirdikleri bir proje aslında. özel alan ile sosyal alan arasındaki sınırları zorlayan harikulade bir iş, nefis bir proje. tesadüfen dikkatimi çekti ve eviiçlerinin, özellikle de pazar günlerinin bendeki hüzünlü imgesini bozdu.. daha fazlası için tıklayın.
14 Ocak 2010 Perşembe
ROISIN MURPHY ZOO'NUN KAPAĞINDA
bir ay önce doğurdu roisin murphy. hamile olduğunu öğrendikten sonra bestelediği parça "momma's place", bongo boys, janji kinetic, shake aletti ve heavy fee remiksleriyle 18'inde piyasada olacak. bu single'den sonra sırada victor&rolf defilesinde ilk kez seslendirdiği "demon lover" var. zoo magazine'in kapağında geyşa olarak karşımıza çıkan murphy 1 aylık anne. anlaşılan entertainment weekly'de de anlattığı üzere albüm için biraz daha bekleyeceğiz..
GÜNÜN MÜZİĞİ: PHANTOGRAM VE MEMORYHOUSE'DAN
her zaman olmuyor ama bazen bir parça duyuyorsunuz; işte bu, kim bu, kim söylüyor diye peşine düşüyorsunuz; phantogram ve memoryhouse'un müziği de benzer etkiyi yarattı. phantogram'ın (1. foto) yeni albümü 9 şubat'ta geliyor. memoryhouse'un (2. foto) ilk EP'si "the years" ise geçtiğimiz günlerde çıktı..
Phantogram - When I'm Small
12 Ocak 2010 Salı
DJ STYLE-IST VE MABBAS YENİDEN, YAŞASIN!!
metehan çorumluoğlu aka dj style-ist ve murat abbas aka mabbas sununda yeniden birlikte çalıyorlar 5 şubat'ta. kesinlikle kaçmaz bu parti.. progrlamla ilgili babylon'un metnini aynen aktarıyorum..
Babylon üç farklı mekandan oluşan boyutlar ötesi çok eğlenceli “3D” partisini gururla sunuyor. Ülkemizde elektronik müziğin önemli temsilcilerinden Yakuza ile birlikte 15 senelik efsaneleşmiş parti serisi Root Down’u Babylon’a taşıyacak olan dünyaca ünlü Rainer Trüby, retro, future jazz, Brazil, house, boogie ve drum and bass'i harmanlı eklektik setleriyle tanınıyor. Eş zamanlı olarak Babylon Lounge’da Jonny Rock, house ve disco soslu “Exotique Disco” adlı setini sunarken, Üst Katta Mabbas & Style-ist feat. Mc Jojo Banton ekibi “Britanya soslu” breakbeat, dubstep, drum and bass ve rock temalı dinamik bir set çalacak.
Start Time: Friday, February 5, 2010 at 10:00pm
End Time: Saturday, February 6, 2010 at 3:00am
Location: Babylon İstanbul
Babylon: Babylon meets Root Down with Rainer Trüby & Yakuza
Babylon Lounge: “Exotique Disco” by Jonny Rock
Babylon üst kat: Mabbas & Style-ist feat. Mc Jojo Banton
CHOPİN SEVEN NEW YORK'LU DJ'LER
partileri dünyayı dolaşıyor. discodan electro'ya, beastie boys'dan bat for lashes'a, remix'leriyle hatırı sayılır dinleyicisi olan amerikalı thomas bullock ve eric duncan aka rub n tug yeni bir eklektik mix cd ile gündemde. dazed & confused'un thomas bullock ile yaptığı röportajda şu sıralar chopin'in nocturne'ünü dinlediğini söylediği için pek bir etkilendim. chopin/nocturne olmazsa olmaz müziğimdir zira..beats in space radyosu için hazırladıkları mixi dinleyin:
tracklist/part 1:
1. Jermaine Jackson & Devo -
2. Bohannon - Let's Rock The Band
3. Girl Boys - Girl Boys
4. Baz Weasel - Party Hearty
5. Capracara - King Of The Witches (Rub N Tug Remix) - DFA
6. Dr Dunks - Keep It Cheap
7. Soft Rocks - Light Bulb - Endless Flight
8. Chicken Lips - Robot Lips
9. Wild Geese - Macho Disco Master - Flashback
10. - - White Label
11. House Of House - Rushing To Paradise (Walkin' These Streets) (Thomas' Way Of The Ancients Fuck Mix) - Whatever We Want
12. Kink & Neville Watson - Full Flight - HH
tracklist/part 2:
13. Levon Vincent - Six Figures - Novel Sound
14. Lee Douglas - Ferrara
15. Screamin Love Thong - Deeper Beeper
16. - Hold Me
17. Bohannon - Feel Good At Midnight
18. Wooden Shjips - Aquarian Time - Holy Mountain
19. Iron Curtis - Pumping Velvet
20. Sisters of Transistors - The Don - This Is Music
21. Pete Herbert - Dicky Trisco Remix
22. Zombie Nation - Worth It
23. - Let Me Love You (Dr Dunks Extension)
BIS Radio Show/28 Nisan 2009/Part1
BIS Radio Show/28 Nisan 2009/Part2
11 Ocak 2010 Pazartesi
NASIL SÖYLESEM.. BEN GİZLİ BİR BEN SOLLEE HAYRANIYIM..
ben sollee'yi ilk dinlediğimden beri aklımda. arada oturup bıkmadan arka arkaya dinlerim. ne zamandır sesi çıkmıyor derken, daniel martin moore ile birlikte yeni bir albüm çıkartacaklarını öğrendim. dear companian'den elde edilen gelirin bir kısmı da appalachian voices, yani kömür ocaklarıyla tehdit altında olan dağların korunmasına kendini adayan organizasyona bağışlanacakmış.. işte 16 şubat'ta çıkacak olan albümden bir parça:
Ben Sollee & Daniel Martin Moore (and Yim Yames) - Something, Somewhere, Somtime
ÇÖPLERİN SANATSAL PROTESTOSU..
new yorklu adrian kondratowicz'in heykelsi renkli çöp poşetlerinden sonra duvar kağıdı desenli çöp container'larıyla karşı karşıyayız. yaratıcısı c. finley işlerini "polite graffiti" olarak tanımlıyor..
SAKALIM YOK DEMEMEK İÇİN..
finlanda orijinli company'den sakal tasarımı.. 100de yüz yünden.. :)) daha pek çok ilginç tasarımlar var. tıklayın..
10 Ocak 2010 Pazar
FOTOGRAFÇI REBECCA RIJDIJK'İ TANIYIN..
hollandalı fotoğrafçı rebecca rijsdijk güncel fotoğraf içerikli harikulade online dergi polliwog magazine'in kurucusu ve aynı zamanda pura vida'nın ekibinde.. epeyce iyi ve kayda değer bir isim..
NOVO'YU TANIYIN..
koreli novo aka jeong eun kang ressam, dövmeci ve illüstratör. toplumca kabul görmeyen, dışlanan dövme meselesini yaşadığı güney kore'de sanatsal bir başkaldırıya vardıran novo'ya bayıldım..
BAS'TAN HABER VAR..
banu cennetoğlu'nun kurduğu BAS yeni yerine taşınmış.. 2006'dan beri üretilen bent sanatçı kitapları serisine yeni bir kitap ekleniyormuş.. devam eden ve gelecek etkinlikler:
Sol LeWitt Sanatçı Kitapları Sergisi
15.12.2009 - 12.01.2010
Salı - Cumartesi
14.00 - 18.00
Açılış 15.12.2009 Salı 18.30
Antoni Muntadas Konuşması*
13.01.2010 Çarşamba saat 18.00
BAS
Nuri Ziya Sokak No 7 Beyoğlu İstanbul TR
info@b-a-s.info
www.b-a-s.info
http://basbent.blogspot.com/
PAZAR ATIŞTIRMALIKLARI...
bir şey ararken bir şey karşınıza çıkar ya, valeria carrubba'nın işleriyle öyle çarpıştım. carrubba "iç güzellik" meselesini biraz farklı algılıyor. ironisini sevdim.. (via diskursdisko)
uykusunda konuşan adamın blogu karısı tarafından hazırlanmış. gerçek mi, fake mi, karar verin. çok eğlenceli..
adam bertocci bir senarist ve "the big lebowski"nin shakespeare remix'ini yazmış. çok eğlenceli..
barbie bebek seri katil olursa. sanatçı mariel clayton'ın barbie'li kanlı mizansenlerine bir bakın..
8 Ocak 2010 Cuma
ZOR KARAR: LITTLE DRAGON MU, MODESELEKTOR MU?
farklı bir deneyim yaşamak, sahici ve bambaşka bir müzik dinlemek isteyenler little dragon'a gitsin cumartesi akşamı. hatta kaçırmasın. 2008'de blog sayfasına bayağı bir süre little dragon'ın parçaları eşlik etmiştir, bilenler bilir. zero dergisinin lansman partisinde verdikleri konser de muhteşemdi.. modeselektor'a ne demeli? berlin'in medarı iftiharı olan gernot bronsert ve sebastian szary'den müteşekkil bu grup, müziği için bir röportajlarında "happy metal, hard rap, country-ambient, russian crunk. we don’t like it if people tag us as being a certain style or school or scene or whatever. we don’t really care about all that." diyor. thom yorke onlara bayılıyor, siz de bayılıyorsunuz.. karar sizin.. little dragon babylon'da, modeselektor otto santral'de..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)