21 Temmuz 2010 Çarşamba

GÜMÜŞLÜK, BİR DELİ RÜZGAR..


şehirden kaçışın telaşı yerini yeni burçlara, yeni coğrafyalara alışmaya ve bir tür dinginliğe bıraktı.. huzurun ayı tutan tepelerin yamacında, gümüşi parlayan denizin kıyısında olduğunu biliyordum.. 23 yıl önce ilk adımımı attığım gümüşlük, benim baktığım yerden aynı kalarak, her zaman kucak açmış, zıvanadan çıkmış duygu ve düşüncelerimin yatıştığı yegane yer olmuştur.. burayı seçip, burada yaşayan eski bir dostumla yaptığım uzun gece sohbeti boyunca hakikatin nasıl da kendi yarattığımızdan öte bir şey olmadığını bir kez daha farketmek, hafızamdan silinen onca eski hatıranın, onun içtiği kahverengi içkiden yudumlarken teker teker canlanması, dostumun benim varoluş sebebimi o ince çocuksu gülüşüyle, naif bir bilgelikle bir çırpıda yorumlaması, içkiden mi, sohbetten mi pek anlaşılmayan, giderek büyüyen ayın şahitliğinde geçirdiğimiz saatlerin doyumsuzluğu, şehri büsbütün uzaklaştırdı..

Hiç yorum yok: