27 Şubat 2010 Cumartesi
CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.33-İLHAN ERŞAHİN/MÜZİSYEN
ilhan erşahin şu anda brezilya'da. yeni albüm bitmiş, yeni müzikler, yeni heyecanlar ve "şimdi"nin ruhuyla yaptık söyleşiyi. ilk defa online olarak değil, mailleşerek yapıldı cumartesi sohbeti. skype veya msn kullanmıyor veya tercih etmiyor. önemli değil. zevkli bir röportaj oldu. onunla konuşmamızın önemli nedenlerinden biri önümüzdeki hafta salı günü babylon'da başlayacak olan NUBLU JAZZ FESTİVAL'i. festivalin motto'su olan "HEAR THE MUSIC OF NOW!" bizim sohbetimizin de mottosu oldu. buyurunuz..
new york'tan sonra nublu jazz festival'inin ikincisi istanbul'da olacak mart başında.
sağlam isimlerin konser vereceği festivalin sloganı "music of now". bunu biraz konuşabilir miyiz?
nedir "şimdi"nin müziği?
çünkü biz bunu yapıyoruz.. yani sonuçta ben bunu yapıyorum...ve de seçtiğimiz bunun bir parçası olan herkes öyle.. çünkü ben gerçekten önemli olanın ve enteresan olanın şimdi olduğunu düşünüyorum. yani tarih tabii ki enteresan ve önemli ama şimdi daha fazla önemli, öyle değil mi? tarihi istediğin kadar kurcalayabilirsin, geçmişten beslenerek müzik yapabilirsin, eğlenebilirsin. kulağa beatles gibi gelen veya çilek aromalı ya da nane aromalı ciklet gibi hiç bitmeyen türkçe popun neresi eğlenceli?.. eski sistem çalışmıyor, o zaman yeni şeyler söylemek lazım.. yeni olan gelsin, eski olan gitsin diyoruz..
peki festivale katılacak isimleri nasıl/hangi kritelere göre seçtin/iz?
hepsi enteresan kişiler oldukları için seçildi.. ve hepsi için sanatçı diyebiliriz.. bana göre sanatçı bir müzisyenden çok öte bir şey..
bütün bu festivaller, konserler.. bir yandan bir tarih yapılıyor aslında. eminim inanılmaz kayıtlar vardır. bunlar bir gün kitap veya film olmalı öyle değil mi? var mı öyle bir düşüncen?
eveeettt... bence fatih akın asıl nublu'nun filmini yapmalıydı, o alman soul kitchen yerine.. ya da jim jarmush ya da başka birileri.. bunun olması gerek, bu kadar basit.. uyanmanın zamanı geldi.
müzikte orjinal olmak hala mümkün mü?
tabii ki.. nasıl herkesin farklı parmak izi varsa, yeni müzikler ve de yeni dışavurumların da sonu yok.. medya ve tepede olan adamlar işi zorlaştırıyor yalnızca. orijinal olmak demek kendi derinine inmek, kendi parmak izini bulmak demek.. bu çok mümkün ama bugünün toplumsal yapıları içinde giderek zorlaşıyor ve buna izin verilmiyor.. bunu da her anlamda söylüyorum. çıkan yayınlardan, gazetelerden yemeğe kadar her şey yozlaşma içinde. yemeği ele alalım, sıradan bir türk bütün gün çay içer, çayına 2 veya üç şeker atar, et yer ve sigara içer..vücuduna bütün o hormonları ve zehiri aldıktan sonra berrak ve net düşünmesi nasıl mümkün olabilir? ve sonra o korkunç gazeteleri açtığında karşına çıkan sansasyon haberleri, yarı çıplak kadın görüntüleri.. sorarım sana böyle bir yozlaşma içinde çok çok katı ve kendini muhafaza edebilmiş bir birey olarak günlük yozyuklarla uğraşırken nasıl orijinal müzik, orijinal sanat talep edebilirsin..
internet ile aran nasıl? müzik dinleyicisinin, müzisyenin hayatına çok farklı bir boyut getirdiği kesin. sence bir avantaj mı? yoksa her şey kötüye mi gidiyor?
hayır hayır.. her şeyin iyiye gittiğini düşünmeliyiz. böyle düşünmek zorundayız. yeni kuşak her zaman daha iyidir ve insanoğlu iyiye gidiyor kesinlikle. mesele tepedeki adamların hepsinin yaşlanıp ve umarım doğal olarak ölmelerini beklemek zorunda olmamız. sonra yeni kuşak gelecek. düşünsene, dünyayı yöneten ve kararlar veren liderlerin çoğu 50'ler, 60'lar ve 70'lerin eğitim ve düşüncelerini kullanıyorlar. ama biz şu an 2010'dayız.. yani eski gitmeli, yeni gelmeli yerine.. soruna gelirsek, dijital, hayatın iyi veya kötü bir parçası oldu. bununla yaşamalıyız. eğer gençler bu sayede kararlar verecek olsalardı, çok daha iyi olurdu. internetin iyi tarafı birinin yaptığı müziğin dünyanın her yerine ulaşması. kötü olansa insanların bunun bedava olduğunu zannederek hareket etmesi.. bunun olmaması lazım.. bu bir mağazaya gidip, beğendiğini alıp, parasını ödemeden eve götürmenle aynı.. ama nasıl beceriliyorsa, bu durum değişmeye başladı, daha da değişecek.. ama bunun suçlusu açgözlü plak şirketleri. çok uzun süre şu plastik cd'ler için çok para istediler..
jazz'da seni son zamanlarda en çok heyecanlandıran 5 albüm veya isim?
şu an brezilya'dayım ve ismi "afternoon in rio" olan yeni albümümü bitirdim.. 2 hafta önce yeni wax poetic albümünü bitirmek için new york'taydım ve de ondan önce istanbul session'ları vardı etc. sana bencilce gelmesin ama hiçbir fikrim yok.. ama cidden kendi yaptığı işe kendi damgasını atabilen herkesi seviyorum.. that is heyecanlı!!
senin bildiğin, bizim bilmediğimiz ilan etmek istediğin müzik sırrı nedir?
açık ol, şansını dene, hayatı yaşa ve istediğini dışavur.. stil budur.. trendleri unut..
takip ettiğin, dinlediğin jazz dışı müzisyenler kimler? yine 5 isim rica etsem!
hmm.. etmiyorum, benim için iyi olan her şey jazz. benim için orijinal biri, bir nevi meydan okumak demek jazz. charlie parker da jazz ama ilk ortaya çıktığında insanlara punk rock gibi geliyordu. miles davis ve john coltrane de kötü eleştiriliyordu etc.. bunu şunun için söylüyorum, jazz benim için öyle bir şey ki sanki bir kelimeyi açmak gibi.. ama ne demek istediğini anladım tabii.. sanırım ed banger'den birkaç sanatçı cool ve hem avangard hem de popüler olmaları etkileyici. yine aynı şey, gençler bu işi biliyor. radiohead'i tabii hepimiz seviyoruz.. norah'dan emiliana'ya güzel şeyler geçiren bir grup kadın şarkıcı var ve saire.. burada brezillya'dayken rolling stone brezilya'nın 2009'un en iyileri listesini gördüm ve çok etkilendim.. harika bağımsız albümler listenin başında. yani öyle aptal pop grupları yok. bu da onların başındakiler ve kültürleri hakkında çok şey anlatıyor. az önce bunu demek istemiştim.. "şimdi"nin müziği burada epeyce mevcut.. bu arada benim OTTO için yaptığım 6 minutos adlı bir parça en iyi 50'nin içinde 18. sırada.. yeeeeee
türkiye'deki müzik iklimini nasıl buluyorsun? yeni müzisyenler, isimler, oluşumlar anlamında soruyorum..
enteresan bir dönem ama yine mentalite sorunu var. türkler o kadar yetenekliler ki düyanın her yerinde olmalılar, özellikle de avrupa'da. sadece müzikte de değil; spor, sinema, sanat..sinemada bir şeyler olmaya başladı ve müzikte de yavaş yavaş oluyor, olacak bir şekilde, umarım.. 80 milyondan daha iyi sonuçlar çikması lazım!! BUNUN DA KOOPERASYONLARLA VE DEVLET DESTEĞİYLE BAŞLAMASI LAZIM!! böyle şeyler kendiliğinden olmuyor.. destek, destek, destek...
son olarak tekrar festivale dönecek olursak. bu festivalle ilgili beklentin ve hedeflerin neler?
bütün biletler satılsın ve de gruplar iyi çalsın ve şimdi'nin müziği sloganının hakkı verilsin.. peace and love from NUBLU
çokkk teşekkürler...
NUBLU JAZZ FESTIVAL ISTANBUL
02-11.03.2010 @ Babylon
"Hear the Music of Now!"
biletix
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder