6 Şubat 2010 Cumartesi

CUMARTESİ SOHBETLERİ VOL.32-DENİZ ALNITEMİZ/EX REKLAMCI/RADYOCU/YAZAR/OYUNCU


son marifeti geçtiğimiz hafta "anne yarısı" sayılan kaan sezyum ile birlikte miller music factory'deki sunuculuğuydu. anlata anlata bitiremiyorlar. yetkililer beni çağırdıysalar da, adres değişikliği yüzünden kaçırdığım aktivitelere ağlamaktan gözlerim şişti zaten. neyse. deniz alnıtemiz yani temiz bey haftanın 3 günü kaan sezgin (aka sezyum) ile birlikte dinamo fm'de "sevginin gücü" programını sunuyor. sunmadığı zaman if istanbul'da gösterilecek olan "moral bozukluğu ve 31" filminde yer aldı örneğin. ben onun tek başına veya sezyum'la birlikte büyük bir sıçrama yapacağını düşünüyorum. şimdi o sıçrama nereden nereye olur, kaçta olur, nerede olur konuşmak istiyorum ünlenen türkle..

erelada: alohaaaa..


deniz alnitemiz: saygılar

erelada: alman dakikliği ben buna derim.. almandı değil mi senin ataların?

deniz alnitemiz: tabi aryanız biz. aryancı.

erelada: anladım.. bir ortaklık vardı zaten, şimdi anlaşıldı.. bende sana ait sansasyon yaratacak fotolar var bu arada..

deniz alnitemiz: ya off sansasyonlar peşimi bırakmıyor..

erelada: bu sohbet vesile olsun istedim, yayınlamak için.. :P

deniz alnitemiz: yaa

erelada: olsun, değiştirelim konuyu.. sizin sunuculuğunuz konuşuluyor sağda solda, haberin var mı?

deniz alnitemiz: hadi canım

erelada: öyle valla.. beni yetkililer atladığı için gelemedim.. nasıl oldu anlatsana..

deniz alnitemiz: sahne benim evim

erelada: :))

deniz alnitemiz: ya işte biz sunalım istemişler kaan'la "sevginin gücü" olarak. kaan zaten jüriydi aynı zamanda yarışmada. biz öncesinde yarışmacılarla yapılan workshop'lara gidip, heriflerle minik röportajlar yaptık. gece yayınlanmak üzere. orada onları yakından tanıma fırsatı bulduk. zaten hepsi birbirinden fantastik insanlar. öyle olunca gece çok daha rahatladı her şey. üçüncü karttan sonra kartları da bıraktık. eğlenceliydi oldukça. kaan ben böyle yapınca biten işi çok seviyoum diyor. öyle bir güzelliği var gerçekten.

erelada: ben zaten bu sohbete başlamadan giriş yazısında büyük bir sıçrama yapacağını muştuladım cümle aleme..:) nasıl bir sıçrama yapmak istersin?

deniz alnitemiz: yapmayı istediğim şeyler var şu yazdığım ve utanmadan bir de rol aldığım pazartesi pilot bölümlerinin çekimleri başlayacak olan sitcom gibi. yine yazmaya başladığım ucunu göremediğim bir takım hikayeler var; onları bitirmek istiyorum. onlara karşı bir sorumluluğum var. onları yerine getirmek istiyorum. bunları yaparak bir sıçrama yapmak isterim. ama insan hiçbir şeyi önceden kestiremediği için aslında pek de bilmiyorum. artık kısmet be!

erelada: hangi sitcom bu, utanmadan rol aldığın? neden utanmadın?

deniz alnitemiz: bir röpörtaj kafasına girdim çıkamıyorum. kendimden çok utanıyorum.

erelada: hahahahahah...

deniz alnitemiz: anlatayım şöyle..

erelada: lütfen..

deniz alnitemiz: benim bir sitcom fikrim vardı. onu böyle tretmanımsı bir hale getirdim. sonra kaan'a dedim ki biz bunu yazsak şöyle yapsak falan. oturduk bir ilk bölüm yazdık. bunu kime götürsek falan derken, ali yorgo (yorgancıoğlu) dedi ki, biz bunu çekelim pilot olarak öyle gidelim, satalım. olur dedik. bu arada "Moral Bozukluğu" ve 31"i çektik. aslında o film (film demeye dilim varmıyor ama) bu dizinin cast sürecinin bir ayağıydı. sonra bir bölüm daha yazalım dedik. 2 pilot bölüm olsun diye. niye utanmadığımın cevabı da, şu moral bozukluğu ve 31'in çekimlerinde hayatım boyunca yetecek kadar utandım. Bir daha utanmayı düşünmüyorum. ama tabi allah(cc) utandırmasın. peki biz niye yazıyoruz o kadar. skype teknolojisini yazalım diye mi yapmışlar. sahnem iyidir diyorum o kadar... ben soru sorabiliyor muyum?

erelada: elbette..

deniz alnitemiz: radyoyu dinliyor musun?

erelada: evet, bazen kaçırıyorum, öyle günlerde uyku tutmuyor mesela..

deniz alnitemiz: çok güzel.

erelada: sonra atlatıyorum ve yoluma devam ediyorum tabi.. ama dinamo'nun sitesinde sadece kaan'ın programı olarak lanse ediliyor; ona da içerliyorum.. misafir sanatçılık nereye kadar, sorarım..

deniz alnitemiz: onu siteyi yakarak protesto edeceğim. kaan'a bir senedir söylüyorum, değiştirmedi. çiftler terapisinde ne zaman konuyu açsam, terapiyi bırakıp gitmekle tehdit ediyor. ama sonuçta 4 senedir sifonu yaptırmadığı için tabi ki bizim sitenin yazısına sıra gelmedi. bu röportaj vesilesiyle kaan'a sesleniyorum. "yazıyı yaz yoksa çok fena açıklamalaırım olacak. sezyum efsanesini bir de benden dinlesinler, istemiyorsan ayağını denk al!". hatta çok iyi hatırlattınız, buradan sonra kendisine gideceğim, gitmişken temiz bir bağırayım çağırayım. hem bana da stres atma olur. en azından sifonu yaptırsın.

erelada: sifon önemli.. siteyi birlikte yakalım..hhahahaha.. peki artık reklamcı değil misin?

deniz alnitemiz: değilim. uzun süredir reklamcıyken maruz kaldığım radyasyondan uzakta olmanın getirdiği ayrıcalıklı hayatı yaşıyorum. becerebilirsem dönmemek niyetindeyim. ama tabi belli olmaz. sonuçta mesleğim diyebileceğim tek eee, meslek de reklamcılık. bu sorunuza pas demek istiyorum.

erelada: anladım.. hem hayatın kendisi reklam değil mi.. bu arada soyunarak daha kestirme bir hareket de var şöhret yolunda ama onu düşenmezsin sanırım..

deniz alnitemiz: çok teklif geldi o konuda da. doğru projeye gelin gitmek istiyorum. o şekilde gündeme gelmek istemiyorum. fakat sanatım için de soyunurum. ama kurallarım var. biraz kafam karışık. parayı göreyim öleyim.

erelada: doğru düşünüyorsun, proje de para da önemli faktörler.. belli olmaz belki bu röportajdan sonra açılır kapılar..

deniz alnitemiz: hadi inşallah.. o sansasyonel fotoğraflardan ciddi manada korkmaya başladım. Önceden görmem mümkün mü?

erelada: hassas bir konu, biraz duygusal..:))

deniz alnitemiz: belki onlar benim unutmak istediğim fotoğraflardır. benim fotojenik olmadığım bir mavi dönemim var, umarım o döneme ait fotolar değildir.

erelada: hayır, mavi dönem değil kesinlikle, daha yeşile kaçıyor sanki..

deniz alnitemiz: net miyim? bari?

erelada: gayet net, bakışlarda biraz fluluk olabilir ama hatlar belirgin..

deniz alnitemiz: ister istemez..

erelada: sezyum'la bu miller'deki gibi sunuculuk eylemleriniz sürer mi dersin? ya da sürsün mü ister istemez?

deniz alnitemiz: miller music factory'nin güzelliği efes'tekilerin bizim ne yaptığımızdan -ya da ne yapamadığımızdan mı demeliyim artık- haberdar olmalarıydı. bize ilk toplantıda siz her zamanki gibi takılın dediler. bu şekilde eylemlerin sonuna kadar arkasındayız. sürsün isterim. yapması da zevkli. insanların da hoşuna gidiyorsa yapalım tabi. akademi akademi duy sesimizi.

erelada: süper, ben de isterim, halk da ister.. peki temizbey, bu güzel güneşli istanbul gününde bana vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim.. selam etmek istediğin birileri varsa alalım ya da başka temenniler..

deniz alnitemiz: ben teşekkür ederim. sağolun. sevginin gücü sizinle olsun.

erelada: çok teşekkür ederim.. sevgiyle kalalım hep beraber..

!F İstanbul'da Moral Bozukluğu ve 31 seansları:

14.02.2010 17:00
AFM Fitaş Salon 4
18.02.2010 15:00
AFM Fitaş Salon 4
21.02.2010 17:30
AFM Budak Caddebostan

Hiç yorum yok: