6 Eylül 2008 Cumartesi

istanbul'da şehir güzelleştirmeleri, yerleştirmeleri, yerleşememeleri..


galiba şu inek, böcek, ayakkabı yerleştirmeleriyle ilgili benim de hissiyatım ve söylemek istediklerim var: bir boşluğu örtmek kadar siz, hep yanlış yarılarda eksildiniz demek geldi içimden.. türk insanının boşluk doldurma, sessizliği gürültüye boğma, yanlızlığından korkma gibi temel içgüdüleriyle ortaya çıkan sanat eserimsi hareketler fena, epeyce fena.. meydanlar önce olsun, kendi başlarına olsunlar bir süre ne olur.. hele bizimkisi gibi meydan fakiri bir ülkede.. belki tek bir bank bir de ağaç olsun yanında mesela.. bu yaz geçtiğim yerlerde ve yörelerde fena heykeller gördüm meydanlarda; zorla iliştirilmiş, bu yetmiyormuş gibi ciddi hak sahibi olmaya niyetli dahası niyeti bozmuş şahlanan atlar, atın üstünde "psödo" kahramanlar; bir gün bir yerlerinden suların akıp fışkırıp serinleteceği vaadi taşıyan, lüzümsuz işlemeleli havuzumsu, fiskiyemsi "şeyler".. avrupanın püri pak ve de yeknesak, tertipli şehirciliğinin karşısına illa bir şey koyulacaksa, daha kaotik ve kendiliğinden dermeçatmalık olsa gam yemeyeceğim ama böylesi çok korkunç ve rahatsız bir şey..

2 yorum:

mersenne_twister dedi ki...

selam
gordun mu bilmiyorum da Etrafta'dan Boran'da aynı konuya deginmiş..

http://etrafta.com/2008/09/05/inek-sanati-ayi-sanati-lale-sanati-ayakkabi-sanati-esseginki-sanati/

Erel Eryürek dedi ki...

evet, evet, gördüm, okudum da.. zaten boran'ın yazdıklarını takip ediyorum, hoşuma da gidiyor..:)